Duyuru!!

Doğruluk Ekseni dizisi maalesef son bulmuştur. Bundan sonra yeni bölüm yayınlanmayacaktır.


Stv bundan sonraki yayın hayatına yeni dizi
lerle devam edecektir:

Kollama

Tek Türkiye

4.Osman

Kader Çizgisi

Kırık Kalpler


bu sezon devam edecek olan dizilerdir.

6 Ekim 2009 Salı

Dördüncü Osman Cinayetle Başlıyor

Dördüncü Osman cinayetle başlıyor

Birbirine zıt iki polis memurunun başından geçenleri komik bir dille anlatan Samanyolu'nun iddialı dizisi '4. Osman' ilk bölümüyle ekrana geliyor.

Reha Özcan (Osman), Cavit Çetin Güner (Yıldırım) ve Begüm Şahin'in (Nilüfer) rol aldığı dizide Osman, cinayetleri tarihten ve geçmişteki tecrübelerden yararlanarak çözen; Yıldırım ise saflığı ve doğallığıyla yeniyetme bir polis. Maddi durumu çok iyi olan Yıldırım'ın ailesi onun polis olmasını istemiyor. Ancak bu durum, meslek aşkıyla yanıp tutuşan Yıldırım'ın umurunda değil. Genç polise bilgi akışı ise gazeteci nişanlısı Nilüfer'den geliyor. Tecrübeli polis ile genç polisin birlikteliğinden doğan zıtlıkların anlatıldığı dizide izleyicilere, özellikle tarihle ilgili önemli bilgiler de veriliyor.

'4. Osman'ın tarihî bir proje gibi algılanmasını istemediğini söyleyen dizinin yönetmeni Gül Güzelkaya, "Bu bir cinayet dizisi. Cinayetler çözülecek. Benzerlerinden farkına gelince olaylar tarihten notların yardımıyla çözülecek. Bunu Osman yapacak. Onun kendine ait bir yöntemi var. Yıldırım ise doğallığı ve saflığıyla Osman'dan bir şeyler öğrenecek." diyor.

Osman'ın işi zor!

Dizinin bu akşam yayınlanacak ilk bölümünde Osman ve Yıldırım bir arada çalışmak zorundadır. Yıldırım'ın gençliğinin verdiği tecrübesizlikle başı beladan kurtulmazken, Osman yılların tecrübesi ile ve olayın tarihte vuku bulmuş örneklerinden yola çıkarak cinayetleri çözmeye çalışıyor. Ancak yeni ortağı Yıldırım ile işleri hiç de kolay olmayacak. İkilinin ilk işi; fakir bir genç kızın cesedi ile şehrin isim yapmış zengin ailelerinden birinin arasındaki bağlantıyı bulup cinayeti çözmeye çalışmak.

Reha Özcan (Osman)

Buradan kötü bir şey çıkmaz

Samanyolu bir buçuk yıldır hazırlanıyor. İyi bir araştırma yapılmış. Çok ilgi çekici uç noktaları olan karakterler. Böyle bir karakterin içinde yolculuk yapmak da heyecan verici. Çok iyi niyetli bir iş yapmaya çalışıyoruz. Set çok iyi. Kanalla ilişkiler iyi, senaryo iyi. Kötü bir şey çıkmayacağını düşünüyorum.

Begüm Şahin (Nilüfer)

Senaryo beni heyecanlandırdı

Senaryoyu ilk okuduğumda da çok beğendim. Birçok polisiye var ama hiç bu tarz bir dizi yok ekranda. Hem komedisi hem absürdlüğü ile farklı. Absürd derken de bir taraftan teknoloji, diğer taraftan tarih... Yabana atılacak bir proje olmadığını düşündüğüm zaman da içime sindi.

Cavit Çetin Güner (Yıldırım)

Eğlenceli bir dizi

İlk bölümün senaryosunu okudum, bir de Reha Özcan adını duyunca 'tamam' dedim. Başka teklifler de gelmişti, ama ben 4. Osman'ı tercih ettim. Senaryo çok eğlenceli geldi bana. Dizide kendi bildiğini yapan bir polisi oynuyorum. Ben gerçek hayatta da öyleyim aslında... ZAMAN

Resim

28 Ağustos 2009 Cuma

Samanyolu'nda 'Dördüncü Osman' Devri

'Kollama' ve 'Tek Türkiye' dışındaki tüm dizilerini bitiren Samanyolu, yeni yayın dönemine üç yeni projeyle girmeye hazırlanıyor. Senaryoları bitirilen 'Dördüncü Osman', 'Kırık Kalpler' ve 'Kader Çizgisi' adlı dizilerin cast çalışmaları ise sürüyor.

Anlaşma sağlamadan isimleri açıklamak istemeyen kanal yetkilileri örnekleri yayınlanmamış projelerin Türkiye'de bir ilk olduğu görüşünde. Tarihe meraklı bir polis ile teknoloji âşığı arkadaşı arasında geçen komik olayların anlatıldığı 'Dördüncü Osman' kanalın yeni dönem en çok dikkat çeken yapımları arasında gösteriliyor. Dizilerin adları ve konuları şöyle:

DÖRDÜNCÜ OSMAN: İki ortak polis... Bunlardan biri tam bir Osmanlı hayranı... Osmanlı tarihini bilen ve hep Osmanlı'dan hayat dersi çıkartan bir memur. Diğeri ise teknoloji düşkünü... Bu iki polis memuru aynı cinayetleri gün yüzüne çıkarmak için bir ekip olmak zorunda kalınca ortaya ilginç olaylar çıkıyor.

KADER ÇİZGİSİ: İzleyiciyi geçmişe götürmeyi hedefleyen dizi, 'Bazı şeyleri değiştirme şansımız olsa neyi değiştirirdik, peki değiştirince gerçekten her şey hallolacak mı?' sorularını yöneltiyor.

KIRIK KALPLER: Duanın gücünün anlatıldığı dizide insanlara, hiçbir zaman çaresiz ve güçsüz olmadıkları mesajı veriliyor. Biri her zaman bizi gözetliyor ve ona seslendiğimiz anda bize yardıma gelmek için bekliyor.

TELEVİZYON SERVİSİ - ZAMAN

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Kader Çizigisi

İnsanın hayatı boyunca hep keşke kelimesini kullandığı çok yer vardır; keşke şunu yapmasaydım keşke yapsaydım gibi...

Halbuki hayatımızdaki bazı kareler biz olmadan şekillenmiştir bile. İnsanın işte bu keşke lafını kullanması ile alakalı ve kaderimize olan isyan teşviğinin önüne geçmesinin işleneceği bir formatta olacak...

Örneğin adamın biri diyor ki keşke şunu şunu yapmasaydım... Ama sonra geriye gidiliyor konu yeniden işleniyor ama o keşke yapmasaydım dediği olayı yine yaşıyor...

Yapımcı: Mustafa Kartal
Senarist: Mehmet Uyar

Dizi hakkında daha fazlası için samanyolufanlari.com

Dördüncü Osman

İki ortak polis... Bunlardan biri hala geçmişte yaşayan ve Osmanlı hayranı bir polis Osmanlıyı su gibi bilen ve kendisine hep Osmanlıdan hayat dersi çıkartan biri...Diğer ortağı da tam tersi teknoloji düşkünü biri...

Her hafta çözülmesi gereken bir cinayet olayı... Ama bunun yanında Osmanlıdan kesitler...Osmanlının devlet yapısı mantalitesi işlenecek ve her çözülen cinayet hikayesinde osmanlıdan aldıkları ilham ile çözecekler...

Yönetmen: İyilik Kervanı Ekibi
Yapımcı: Melih Sezgin
Tarihi danışman: Mustafa Armağan
Senarist: Serkan Demir

Dizimiz hakkında daha fazlası için samanyolufanlari.com

Kırık Kalpler

''Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var?'' mealli ayetin ana fikir olacağı duanın gücünün işlendiği dizinin adı :Kırık Kalpler

Her hafta farklı oyuncu ve farklı konunun işleneceği bu dizi yeni sezonda evlerimize konuk oluyor.

İnsanoğlunun Yaradana el açıp yalvarmasının ne kadar önemli olduğu dizide esas alınacak.

Dizi Ekibi: Beşinci Boyut dizi ekibi (yapımcı ,yönetmen)

Dizi'ye dair herşey samanyolufanlari.com 'da

20 Ağustos 2009 Perşembe

Bu Ramazan Samanyolu'nda Bambaşka

Samanyolu Televizyonu, Ramazan Programını ülkemizin en önemli manevi mekânlarından biri olan Eyüp Sultan'da gerçekleştiriyor.

Efendimizin (S.A.V) övgüsüne mazhar olabilmek için İstanbul'a gelen ve bu beldede şehit olan Ebu Eyyüp El Ensari'nin gölgesinde oruçlarını açmanın tadını yaşamak isteyenler, Samanyolu Televizyonu size hiç unutamayacağınız bir program hazırladı!...

Eyüp Sultan Merkezde yapılacak programda, hem ağırlanan misafirlerle sohbet edilecek hem de diğer aktüel bağlantılarla ilgili yönlendirmeler yapılacak. Ve bu gönüllerde iz bırakacak programın sunucusu Kollama dizisinde Necip Amir rolü ile tanıdığımız Mehmet Özgür!...

Özellikle son yıllarda, Balkanlarda Ramazan, daha bir güzel, daha bir coşkuyla yaşanıyor. Balkanlara giden bir ekip, hem canlı yayında hem de hazırlayacakları bantlarla orada dalgalanan bütün ramazan heyecanını Türkiye'ye ulaştıracak.

Afrika, Orta Doğu ve Ön Asya'ya dört ayrı giden ekipler, dünyanın farklı bölgelerindeki Müslüman ülkelerde yaşanan Ramazan atmosferini ekranlara taşıyacaklar. Gidecekleri ülkelerde, Ramazan ve insan ilişkilerini araştıracak; sosyal ve manevî hayatta ne gibi yansımaları olduğunu görüntüleyecek; ülkemizden binlerce kilometre uzaktaki Müslümanların Ramazan Neşve'sine hepimizi ortak edecekler.

Peki kim bu ekipler!...

Ramazan ayında ekranlarımızın vazgeçilmez yüzü Reha Yeprem ve Veysel Karani Gümüşdereli Afrika'dan, maceracı kişiliği ile hepimizin sevgisini kazanan Murat Yeni, Bosna'dan, ülkemizdeki son durumu bizlere anlatan Asıl Yıldırım, Arnavutluk'tan bağlantılarla evimize, iftar soframıza dünyayı taşıyacak…

Programın içeriğinde Türkçe olimpiyatlarına katılan farklı ülke çocukları da Türkçe ilahiler okuyarak bir kez daha sizleri kendilerine hayran bırakacak!...

Türkiye'nin en önemli kâri'leri, Eyüp Sultan'daki tarihi mekândan canlı olarak okuyacakları Aşrı Şerif'lerle Ramazan Neşve'sinin en güzel şekilde idrak ederek daha bir çok sürprizi oluşturan bir yayınla evlerimize ve gönlümüze huzur verecek bir program Ramazanda bizi bekliyor!..

Her akşam 18:30 da Samanyolu Ekranlarından takip edebileceğiniz bu iftar programız kadar saat 03:00 yayınlanacak olan Sahur programımızda sizleri mest edecek. Yusuf Ziya Özkan ve Dursun Ali Erzincanlı'nın muhteşem sunumu ile içinize sinecek bir Ramazan ayı sizleri bekliyor!.. Bu güzellikleri paylaşmak için hepiniz Samanyolu TV ekranlarına davetlisiniz!..

SamanyoluHaber

Samanyolu Tv Ekranlarında Yeni Sezon

Samanyolu Tv yeni sezonda yepyeni dizilerle ekranlara geliyor...

Kader Çizgisi: İnsanın hayatı boyunca hep keşke kelimesini kullandığı çok yer vardır. keşke şunu yapmsaydım keşke yapsaydım gibi halbuki hayatımızda ki bazı kareler biz olmadan şekillenmiştir bile insanın işte bu keşke lafını kullanması ile alakalı ve kaderimize olan isyan teşviğinin önüne geçmesinin işleneceği bir format..
Yapımcı: Mustafa Kartal

Kırık Kalpler: Duanın gücü bu dizide işleniyor..İnsan oğlunun elini açıp Yaradan'a yalvarmasının ne kadar önemli olduğundan dem vurulacak bir yapım..Yapımcı: Melih Sezgin

Dördüncü Osman:İki ortak polis.. Bunlardan biri geçmişte yaşayan ve osmanlı hayranı osmanlıyı su gibi bilen ve kendisine hep osmanlıdan hayat dersi çıkartan bir polis. Diğer ortağı da tam tersi teknoloji düşkünü bir polis.. Her hafta bir cinayet olayını çözecekler...
Yapımcı: Melih Sezgin

13 Ağustos 2009 Perşembe

Samanyolu Alışkanlık Yapıyor!!

Yedibahar bizim kasabamız!..Samanyolu Televizyonu, birbirinden faydalı yapımları ile insanların dünyalarına hayat katmayı ve ailesinden biri gibi olmayı başaran bir televizyon olduğunu bir kez daha kanıtladı!...

Samanyolu Televizyonun yayınlandığı süre içinde birçok başarılara imza atan, hikâyecisinden yapımcısına büyük özveri ile hazırlanan Beşinci Boyut ve Doğruluk Ekseni dizilerinin biteceği duyumunu alan seyirciler kanalı mesaj ve telefon yağmuruna tuttu.

Hatta bir grup izleyici bu duyumların doğru olmadığını böyle bir şey olacağı takdirde ağlayacaklarını ve çok üzüleceklerini bildirerek, projelerin insanların hayatında ne denli büyük bir öneme sahip olduğunu kanıtladı.

Doğruluk Ekseni dizisindeki Sırma karakterindeki Ayçin Tuyun için, eğer Doğruluk Ekseni biterse Halime rolüyle Tuyun, Kollama’ ya geri gelsin diye kampanya başlatan seyirciler de bu başarılı yapımların doğal olarak bir gün final yapması gerektiğini ama bunu kabullenmemin biraz zaman alacağını çünkü karakterlerin ailelerinden biri gibi hissettiklerini belirtti.

Onlar Yedibahar’ı kendi kasabaları gibi sevdiler. Sırma’yı kızları, Oğuz’ u oğulları bildiler. Doğan’ ı hatalarına rağmen yeri geldi bağırlarına bastılar. Halime’ ye sinirlenip ders vermeye kalktılar. Kurban amcayı aile reisi kabul edip, öğütlerini dinlediler. Haşim’i huysuz dedeleri bilip sevdiler. Sırma ağladı, onlar ağladı.. Oğuz kızdı, onlar kızdı.

Yedibahar kasabasını kendi köylerini özledikleri gibi özleyeceğini belirten seyirciler başarılı yapımcı Mustafa Kartal’a ve dizide emeği geçen herkese teşekkürlerini gönderdi. Heyecanla yeni ve yine bağımlılık yapacak projeleri bekleyen seyirci, yenilikler hakkında haberleri duymak için sabırsızlanıyor.

SamanyoluHaber

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Haberiniz Olsun Pehlivan Yollarda...

Samanyolu Haber Televizyonunda yepyeni bir program başlıyor. Yapımcılığını Feruzan Yurtseven'in yaptığı “Haberiniz Olsun” adlı programın sunuculuğunu ise M. Kemal Pehlivan yapıyor.

Samanyolu Televizyonu'nda ekrana gelen 'Davetsiz Misafir' adlı gezi programıyla bir dönem Anadolu'da gezmedik yer bırakmayan Mustafa Kemal Pehlivan şimdi de 'Haberiniz Olsun'la düştü yollara... Samanyolu Haber TV'de cumartesi günleri ekrana gelecek olan programda, ajanslara düşmeyen haberler, haritalarda görünmeyen yerler, hiç kimsenin bilmediği, gözlerden uzak diyarlar ve ilginç hayat hikâyeleri ekrana gelecek.

"Anadolu beni, ben de Anadolu'yu çok özlemişim. Her gün farklı bir yerde uyanmak çok güzel." diyen Pehlivan, gittiği yerlerde el üstünde tutuluyor. 'Davetsiz Misafir gelmiş' diyen misafirperver Anadolu insanı, program ekibini özellikle de Pehlivan'ı sofralarına davet ediyor. Kilolarından yakınan Pehlivan ise kara kara düşünüyor: "Nasıl zayıflayacağımı bilmiyorum. İkramı çevirmek ayıp olur diye oturuyoruz."

Yapımcılığını Feruzan Yurtseven'in üstlendiği 'Haberiniz Olsun'un sunucusu Mustafa Kemal Pehlivan, aslında televizyon izleyicisinin yakından tanıdığı bir isim. 16 yıldır radyo ve televizyon dünyasının içinde yer alan Pehlivan, Samanyolu Televizyonu'ndaki 'Davetsiz Misafir' ve Samanyolu Haber Televizyonu'ndaki 'Ayaklı Mikrofon' programlarının yanı sıra halen devam eden ve hafta içi her gün yayınlanan Metro FM'deki 'Big Man Morning Show' ile adını duyurmuştu. 'Hem televizyon hem de radyo programı zor olmayacak mı?' sorusuna Pehlivan, "Hafta sonu Anadolu'da, hafta içi İstanbul'da olacağım. Biraz yoğun olacak ama olumsuz etkileneceğimi zannetmiyorum." şeklinde cevap veriyor.

İLK DURAK BOLU

Program haftada bir yayınlanacak. Türkiye'yi karış karış gezen program ekibi bilinmeyen güzelliklerini ekrana taşıyacak. Ajanslara düşmeyen haberler ve haritalarda görünmeyen yerler izleyici ile buluşturulacak. Gözlerden uzak dünyaların ve ilginç hayat hikayelerinin yer alacağı HABERİNİZ OLSUN programı her hafta Cumartesi günü saat 14:20'de ekrana gelecek.

"Haberiniz Olsun" ilk programında Bolu'ya konuk oluyor. Mudurnu'da folklorik bez bebek üreterek Köroğlu Dağları ve yemekleri dışında da yörelerini tanıtmaya çalışan ev kadınları bu bebekleri nasıl yaptıklarını anlatıyor. Programda ikinci durak, Türk mutfağı denildiğinde ilk akla gelen Mengen ve Aşçılık Festivali. Aşçılar yemek yapmaktaki maharetlerini gösteriyorlar. Üçüncü durak olan Gerede'de ise ölmek üzere olan bakır işçiliğini, el yapımı semaver üreterek ayakta tutmaya çalışan bakır ustası tanıtılıyor. Programda son olarak Devrek'in ilk ve tek kadın baston ustası olan Mürvet Usta ile yapılan sohbet ekrana geliyor.

Tek Türkiye Kollama Kardeşliği

Stv'nin sevilen dizisi Kollama'dan Deniz Evrenol (Rana) 5 - 8 Ağustos tarihleri arasında Konya'daydı..

Mevlana'nın türbesini ziyaret eden sanatçı Tüm Samanyolu Fanları üyelerine dua ettiğini belirtti...Konya'ya esas gidiş nedeni ise yapımcılığını ve senaristliğini Ozan Çobanoğlu'nun(Tek türkiye) yaptığı Paramparça adlı filmde ''Duru'' karakteriyle rol aldı...

Tek Türkiye ve Kollama kardeşliği özel hayatta da devam ediyor...

Doktor Tarık'tan muhteşem bir çalışma: "Paramparça"

Samanyolu'nda perşembe günleri ekrana gelen Tek Türkiye'nin Doktor Tarık'ı Ozan Çobanoğlu, önceki gün konuk olduğu 'Yeşil Elma' mutfağında oyunculuk ve sinema ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Yemek yapma konusundaki maharetiyle Oktay Usta'dan (Oktay Aymelek) tam not alan Çobanoğlu, Tek Türkiye'nin sezon finali konusunda sır vermezken, çekim hazırlığında olduğu sinema projesi konusunda izleyicileri bilgilendirdi. "Ben bu filmi Tek Türkiye'ye başlamamışken yazmıştım. Şehirde geçen bir hikâye. Fakat oyuncu seçimini Tek Türkiye kadrosundan yaptım. Çünkü o kadar mükemmel bir set ortamımız ve başarılı sonuçlarımız var ki başka arayışlara girmek manasız. Eğer kriz bizi de vurmazsa 15 Haziran gibi tanıtımlarını görebilirsiniz. Çok çalışıyoruz. Seyircilerimizin karşısına hak ettikleri güzellikte çıkmayı umut ediyoruz." dedi.

Samanyolu Televizyonu’nun gözde dizilerinden Tek Türkiye’nin Doktor Tarık rolündeki başarılı oyuncusu Ozan Çobanoğlu, herkesin yaz tatiline girdiği şu günlerde durmak dinlenmek bilmeden muhteşem bir sinema çalışmasına imza attı.

Senaryosu Ozan Çobanoğlu’na ait olan sinema filminin adı “Paramparça”

“Paramparça'nın hikayesi iki buçuk yıllık bir geçmişe dayanıyor. Filmin senaryosunu Tek Türkiye dizisi ile birlikte yazdım” diyen başarılı oyuncuya sinemanızda görselliğe mi yoksa verilmek istenen mesaja mı yoğunlaştınız sorusuna; “Bir sanatçı olarak sanatın gerekliliği noktasında ne gerekiyorsa yapma taraftarıyız. Bizim de estetik kaygılarımız var. Renkler, resimler çok önemli, görüntü kalitesi çok önemli, profesyonel ekipmanlarla çalışıyoruz... Ama benim de yönetmenimizde, oyuncu arkadaşlarımında, teknik çalışanlarında en başta önemsediği şey; anlaşılır olmak, sosyal sorumluluk taşımak ve seyircinin beğenisini, saygısını kazanmak... Bizce en önemli olan sanat estetiğiyle mesajı vermektir.” diyerek cevap veriyor.

Türk halkının sevgisini, güvenini kazanan genç ve başarılı oyuncuya Türk sinemaların ülkemiz için önemini ve çektiği sinemanın diğer sinemalardan farkını soruyoruz. Çobanoğlu;

“Türkiye'nin nüfusuna göre yine de az film çekiliyor. Gönül ister ki yüzlerce sinema filmi çekilsin. Sinema, görsel sanatların en görkemlisi ve ülkenin tanıtımı için önemli bir reklâm.

Bizim filmimiz; Türkiye'de şu anda kullanılan en iyi teknik malzemelerle çekilecek... En büyük rolden en küçük role kadar bütün oyuncular işi bilen profesyonel oyunculardan oluşuyor... Yönetmenimiz aylardır senaryoyu etüd etmekte. Yönetmenimizin bakış açısı ve yorumlama biçimi bizi çok heyecanlandırıyor. Filmde kullanılacak mekânlar sıfırdan yapıldı. Filmin uslubuna ve tarzına uygun mekânlar oluşturuldu. Kostümler karakterlere göre özenle seçildi. Oyuncular aylardır karakterlerine çalışıyorlar...

Özet olarak şunu söyleyebilirim, bizim şu ya da bu farkımız var demekten öte; biz işimizi özenli ve düzgün yapacağız. Biz seviyeli ve kaliteli işlere bir yenisini daha eklemek istiyoruz... Bana göre asıl amaç, film yapmak değil insanlara doğru birşeyler anlatabilmektir” diye sorumuzu cevaplarken “Sanatçı hayal edebilendir, düş kurmasını bilendir, eğer düşlerini insanlara ulaştırabilirse sanatçı için en büyük mutluluk budur” sözlerini de ekliyor.

Film müziğiyle, renkleriyle, sesiyle ve olabilecek en küçük ayrıntısına kadar hazır oluncaya kadar sıkı bir çalışma içinde olacağız diyen Çobanoğlu, sinemasının karakterlerini yönetmeni Çelik Berksoy ile beraber seçmiş. “Castın yapılma dönemi oldukça rahat geçti, çünkü Tek Türkiye oyuncularının çok iyi uyumunu keşfettim, kendi senaryomdaki karakterlerde kafamda belirince senaryo bittiğinde oyuncular da hazır hale gelmiş oldu” diyen Ozan Çobanoğlu, yorulmak bilmeyen azmiyle de tüm sanat camiasına kaliteli bir örnek olmayı başardı..

Kaynak:SamanyoluHaber

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Doğruluk Ekseni İzleyicilerine Üzücü Haber


Geçtiğimiz sezon samanyolu televizyonunda zengin oyuncu kadrosu ile yayına başlayan ve izleyiciler tarafından severek izlenen Doğruluk Ekseni dizisinin yayın hayatına son verilmiştir.

Samanyolu Televizyonundaki yetkililerden aldığımız bilgilere göre yeni sezon bölümleri olmayacak. Bu güzel yapımı bizlere sundukları için Doğruluk Ekseni dizisinin çaycısından yapımcısına kadar, bütün ekibine samanyolu fanları olarak teşekkür ederiz.


Tutkunu olduğumuz Samanyolu Televizyonu ise yeni yayın dönemine Kollama ve Tek Türkiye ile birlikte 4 yeni yapımla başlayacak inşallah.

4 Temmuz 2009 Cumartesi

STV'nin Yeni Programına Büyük İlgi !!!


Samanyolu Televizyonu'nun (STV) Anadolu'da çekimlerine başladığı yeni programı Batman'da ilgi gördü.İllerin sosyo-ekonomik ve coğrafi tanıtımının yanı sıra, yöreye ait oyunlar, folklor ve müzik yarışmalarının yer aldığı programın çekimlerinde bir birinden ilginç ve renkli görüntüler ortaya çıktı.Batman'ın en işlek caddelerinden Gülistan Caddesi'nde çekimleri yapılan programın Sokak Starları bölümünde sahneye çıkanlar yeteneklerini sergilerken, etrafta toplanan kalabalık da keyifli anlar yaşadı.Fırat Paşayiğit'in sunduğu program çekimlerinde, Sokak Starları bölümünde sahneye çıkan çocuk, genç ve yetişkinlerden kimi rap yaptı, kimi taklit, kimileri Türkçe kimisi ise Kürtçe parça seslendirdi. Özellikle Maykıl lakaplı Abdulkerim Ballıses, kendi yazıp bestelediği yabancı parçasını seslendirirken Sunucu Fırat Paşayiğit ve izleyiciler gülmekten kendilerini alamadılar. Yaptığı şov ile birinci olan Maykıl, çekimlerin sonunda genel istek üzerine ilginç parçayı tekrar seslendirdi.Belediye Başkanı Nejdet Atalay'ın da izlediği çekimler sonrası sahneye çıkanlara çeşitli hediyeler verildi. Hediyelerini Başkan Atalay'ın elinden alan vatandaşlar, STV ve Başkana teşekkür etti.

SamanyoluHaber

Samanyolu'nda Yaz Hazırlıkları mı?

Samanyolufanları haber servisinin aldığı duyumlara göre
Samanyolu Televizyonumuzda yaz dönemini rengarenk programlar
ile farklı geçeceği benziyor.Anadolumuzun kültürel özellikleriyle yüzlerimizdeki tebessümü eksik etmeyecek eğlenceli bir program bu yaz bizleri bekliyor. Ayrıca, komedinin vazgeçilmez üstadı Ömer Pekin'in de Stv'nin yaz projelerinde yer alacağı duyumları alınıyor.Yaz dönemde izleyeceğimiz bir başka program ise faili meçhul cinayetleri aydınlatacak, nefes kesen serüvenleri anlatacak iddialı bir yapım bizleri bekliyor olabilir.Kanalımızın sürpizleri sadece bunlar olmayacak.Yine bu dönemde kırgınlıkların ve dargınlıkların barıştırılacağı kin ve nefretin yerine sevgi tohumlarının atılacağı bir program ekrana gelecek.Son olarak Samanyolu Tv yaz ekranında mahkeme salonlarındaki heyecanı koşuşturmacayı ve yaşanan olayları bizlere hissettirecek bomba bir yapım daha başlayacak.Yaptığı insan odaklı yayın anlayışı ile zirvede olan kanalımız yaz ekranında da iddialı yapımlarıyla sizlerin karşısında olacak..

SamanyoluFanları Haber Servisi-

Samanyolu TV'nin Büyük Başarısı


Samanyolu Televizyonu izlenme oranı grafiğindeki yükselişini sürdürmeye devam ediyor.Yaptığı insan odaklı yayıncılıkla taraflı-tarafsız herkesin beğenisini kazanan Samanyolu Televizyonu, izlenme oranı ile her geçen gün zirveye yaklaşıyor. Haziran 2009 döneminde televizyonumuz en çok izlenen 4. kanal oldu.

27 Haziran 2009 Cumartesi

Doğruluk Ekseni 'bizi' Herşeyiyle Yansıttı.!!!


Samanyolu Televizyonunun kendi yapımlarından biri olan Doğruluk Ekseni, sezon finaline girmesine rağmen seyircilerden hala mesajlar almaya devam ediyor.

Ekranlarda Doğruluk Ekseni’ni göremeyeceğiz diye endişelenen seyirciyi, Samanyolu Televizyonu, Doğruluk Ekseni’nin tekrarlarını yayınlayarak bir nebze teselli ediyor.Biz de sizler için dizinin birbirinden değerli karakterleri ile Doğruluk Ekseni, üzerine söyleşi yapmaya devam ediyoruz.Uzun ve yorucu bir set çalışmasından sonra tatile giren güzel oyuncu Ayçin Tuyun, tüm sevenleri için sorduğumuz sorulara cevap verdi. Dizinin gözü yaşlı doktoru, son bölümde gülümseyerek tüm sevenlerinin yüreğine su serpti. Senaryoyu çok başarılı bulan Ayçin Tuyun, en başta diziyi zirvelere çıkaran izleyicilerine teşekkür etmeyi ihmal etmedi.

Doğruluk Ekseni ilk bölümlerinde çok eleştirildi, kuzenler hep birbiri ile evleniyor kötü örnek oluyor falan denirken bir anda ilk ondan hiç düşmeyen çok sıkı takip edilen bir dizi oldu, sizce insanlar Doğruluk Ekseninde ne buldu? İnsanımızın kaybettiği bir şeyler mi vardı Doğruluk Ekseninde ki bu kadar sıkı takip altına alındı?

Doğruluk Ekseni dizimiz, her şeyden önce samimi ve doğal.. Hikâyenin gerçekleri yansıtması ve izleyenlerin kendilerinden – Anadolu insanını- bir şeyler bulmasıydı. Dediğim gibi Doğruluk ekseni ismiyle eşdeğer bir takım doğruları da beraberinde getirmesi izleyicileri bu diziye bağladı.

Bir de çoğu dizide çok pahalı kıyafetler, lüks evler dikkat çeker. Oysa maalesef ülkemizde bu tarz lükse sahip çok az bir kesim var. Doğruluk Ekseni dizisinde ise, içimizden kareler, kendi evlerimiz kendi kıyafetlerimiz sanki ekranda. Bu durumun avantajları ve seyirciyi çeken tarafı nedir sizce?

Çünkü içimizden ‘bizi’ her şeyiyle yansıttı.Her şeyin son derece hayattan alınmış kareler olması seyirciyi çeken tarafıydı….. Anadolu insanı ekrandaydı. Her şeyiyle.. Giyinişi, duruşu, sofrası ile adım adım Anadolu’ydu Doğruluk Ekseni..

Sizce dizimizde Aliye’nin Fikret’e dönmesi dizinin vereceği mesajı bozar mıydı? Aliye’nin konumunda Sırma olsaydı ne yapardı?

Öncelikle hiç kimse ayrılmak için evlenmez ama maalesef hayat sizi bir yerlere sürükleyebilir. Önemli olan bu noktada sizin duruşunuzdur ama bir çocuğunuzun olması sizin bütün düşüncelerinizi daha yapıcı, affedici yönde değiştirebilir. Sonuçta bir anne olmak fedakârlık gerektirir. Bu fedakarlığı yaparken de dikkat edilmesi gereken husus sizin ve çocuğunuzun zarar görmemesidir. Aliye’nin konumunda sadece Sırma değil kim olursa olsun her şeyden önce çocuğunun bir aile ortamında büyümesini isteyecektir, bunun içinde doğru olan neyse onu yapardı. Aliye de bu doğrultu da yuvasını kurtarmak için çalıştı. Fikret ise hata üstüne hata yaptı. Affı zor ve çok kırıcı davranışlarda bulundu. Bu da Aliye’yi artık yordu ve çocukları için iyi bir şans olduğunu düşündüğü öğretmen ile evlilik kararı aldı.

Yapımcı Mustafa Kartal ile çalışmaktan gurur duyduğunu belirten Tuyun, Mustafa Kartal, yapımcıdan hariç çok iyi bir abide oldu bize derken, final bölümünü kendisinin de çok beğendiğini belirtti. Bir daha ki sezon tekrar görüşmek üzere tüm sevenlerine iyi tatiller dileyen güzel oyuncuya bizde çok teşekkür ediyoruz....

23 Haziran 2009 Salı

Dizilerin Kıyafetleri Moda Oldu.

Samanyolu Televizyonu’nun muhteşem çalışmalarından biri olan Doğruluk Ekseni sezon finali ile herkesi büyülemeyi başararak en çok seyredilen 3. program olarak sezona veda etmişti.

Fakat dizinin tesiri bununla kalmadı. Hala Samanyolu Televizyonu’na dizi ile alakası mesajlar gelmeye devam ediyor. Kimi sezon finali miydi yoksa dizi tamamen mi bitti derken, birçok izleyicide Oğuz ile Sırma’nın düğününde Aliye’nin giydiği kıyafeti çok beğendiğini ve o kıyafeti bazısı kına gecesinde bazısı da nişanında giymek istediğini belirtiyor.

Bu yüzden kanalın resmi sitesine Aliye’nin kıyafetini nereden aldınız yazabilir misiniz ya da resmini bize yollayabilir misiniz diye gelen mesajlar dizinin sanat yönetmenini bir hayli memnun ediyor.

Dizide verdiği mesaj kadar, kılık kıyafet konusunda da büyük takdir toplayan Samanyolu TV’nin kendi yapımı bu dizi, Haşim karakterinin çok sık kullandığı atasözlerinden dolayı da izleyicilerinden olumlu mesajlar alıyor. İzleyiciler tarafından, unutulmaya yüz tutan atasözlerimizin tekrar ekranlar aracılığı ile hatırlatılması Türk Dili ve Edebiyatı’na büyük katkı olarak değerlendiriliyor.

Samanyolu TV’nin gözde dizisi Tek Türkiye, oyuncularının kıyafetleri de halk arasında yoğun ilgi görmüş hatta oyuncuların set kıyafetleri açık artırma ile satılıp geliri, öğrencilere burs olarak bağışlanmıştı.

SamanyoluHaber

18 Haziran 2009 Perşembe

Doğruluk Ekseni 'Süper' Veda Etti.


Doğruluk Ekseni muhteşem bir sezon finali ile ekranlara geldi.
Doğruluk Ekseni dizisi, Samanyolu Televizyonun bir anda gözde dizilerinden biri olmayı başardı. Yapımcı Mustafa Kartal’dan oyuncularına büyük bir emek gayret ve samimiyet ile çekilen dizinin final bölümü izleyicilerinden hak ettiği değeri görerek ilk yüzde en çok seyredilen 3. program oldu.Lüks, şatafatlı evler, birbirinden alımlı kıyafetlerle değil, verdiği mesaj ile ve oyuncularının başarılı temposu ile bu noktaya ulaşan Doğruluk Ekseni, ülkemizde unutulan birçok değeri yeniden insanımıza hatırlattı. Dizide modellik dünyasında yıldızı parlayan Rahman Görede’ nin oyunculuk alanında da gösterdiği performans büyük takdir ile dile getirildi. Hal böyle oyunca reyting sıralamasında zirveye yaklaşan dizinin yakışıklı oyuncusu Rahman Görede ile hakkında küçük bir araştırma yaptık. Çocukluğundan beri yakışıklılığı ile dikkat çeken Rahman Görede, üniversite eğitimi için Alanya’dan İstanbul’ a geldiğinde okul masrafları için bile olsa ailesinden para istemek istememiş. Ve part time iş aramaya başlamış. Kuzeninin ısrarı üzerine Neşe Erberk’in ajansına fotoğraflarını gönderen Rahman Görede’ nin hiç ummadığı haber çok kısa zamanda gelmiş. Ve artık Rahman Görede modellik dünyasına atılmış, aslında pilot olmak istiyormuş ama onun ekranlara yakışan yüzü onu Donna Karan, Prada ve Pierre Cardin gibi dünyaca ünlü markaların modelliğini yapmasına sebep olmuş.Medya dünyasına bu girişi yaptıktan sonra başrol aldığı ilk dizi projesi Doğruluk Ekseni’nde ününü arttıran Görede, dizide ki başarılı ve ahlaklı bir doktor olan Oğuz’u canlandıran karakteri ile kanalın seyircileri tarafından çok kısa zamanda sevilmeyi başardı. Dizi sezon finaline büyük bir reyting başarısı ile girerken, Görede de sorulan soruları yanıtladı
Rahman Görede, kimdir?
Modellikten oyunculuğa giden yaşam çizginizden bahsedebilir misiniz?Tabiî ki, 1983 İstanbul doğumluyum. Ama daha sonra Alanya’ ya yerleştik ve Alanya’da büyüdüm. İstanbul Kültür Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyat bölümünü kazanınca İstanbul’ da ki yaşamım yeniden başlamış oldu. Okul harçlığımı çıkarmak için part time çalışma maksadıyla 2002’de Neşe Erberk ajans’a başvuruda bulundum, takip eden bir yıl içinde profesyonel model olarak çalışmaya başladım. Ev arkadaşlarımın her ikisi de Mimar Sinan Üniversitesi Sinema Televizyon bölümü öğrencileriydi. Oyunculuk ve sinema üzerine merakım bu yıllarda ortaya çıktı diyebilirim. 2003’te Akademi Hayat Sinema Atölyesinde ve 2004’te Pera Güzel Sanatlar Sinema Atölyesinde oyunculuk üzerine eğitim aldım. 2005’te İtalya’dan gelen bir teklifle her yıl Haziran ve Ocak ayında düzenlenen Milan-Men moda haftasına katılmak üzere Milano’ya gittim. Bunu iki yıl boyunca İtalyada’ ki diğer moda haftaları ve yurt dışı işleri takip etti. 2006 da Çin’den gelen bir teklif üzerine profesyonel modellik kariyerime bir süre Beijing’de devam ettim. Yurt dışında geçen yoğun çalışma temposunda üniversitedeki bursumun iptali, okulu tamamlayamama ve oyuncu olarak herhangi bir televizyon projesine dahil olamama durumu söz konusu olduğu için sonrasında sadece yurt içinde faaliyetlerde bulundum. Devam eden reklam oyunculuğu ve modelliğin yanısıra 2006’da Görede Reklam Tanıtım ve Organizasyon adı altında bir şahıs şirketi kurarak ekspozisyon organizasyonları düzenledim, çalışmış olduğum firmalara hem modellik hizmeti hem de organizasyon hizmetleri sunmaya başladım. İlk profesyonel oyunculuk deneyimim 2007’de Trt ‘de Sardunya Sokak adlı televizyon dizisiyle başladı. 2008’de nihayet üniversite diplomamı aldım. Ardından Samanyolu televizyonundan gelen bir teklifle 2008-2009’da başrolünde yer aldığım ilk proje olan Doğruluk Ekseni adlı televizyon dizisinde rol aldım...

Doğruluk Ekseni projesinde sizi çeken şey neydi?

Doğruluk ekseni projesi beni ilk başrol deneyimim olması dolayısıyla zaten bir hayli heyecanlandırmıştır. Diğer taraftan Ahmet Günbay’ ın hikâyesi farklı bir tat içermekteydi biz de elimizden geldiğince o hikayeyi canlandırmaya çalıştık. Sürekli olarak İstanbul’da ikamet ettiğim için şehir dışında bir iş, farklı mekanlarda çalışmak ve yeni insanlarla çalışma fikri de çok çekici gelmişti.

Dizinizin bu kadar tutulacağını tahmin ettiniz mi?

Başarı tabiî ki ilk hedefim ve hedefimiz ama genelde büyük beklentiler içinde olmayan bir insanım, mutlaka bir başarı bekliyordum fakat bu kadarını beklemiyordum açıkçası. Sanırım her şey zincirleme bir başarıdan kaynaklanıyor; başarılı bir set ekibi, başarılı bir kast ve bunları çok iyi organize eden bir yönetmen. Emeği geçen herkesin eline sağlık. Bizi izleyen ve destek veren herkese çok teşekkür ediyorum.

Son aylarda ilk ondan düşmeyen diziyi halk neden bu kadar takip ediyor sizce?

Beypazarı’ndan bir vatandaşla sohbet ederken çoluk çocuk var mı diye sordum kendisine , o da var hatta durumumuz Doğruluk Ekseni’nde yer alan Sevda ve Harun’un hikayesiyle şu an aynı dedi ve halkın yaşamındaki daha diğer nice benzerlikleri daha örnek gösterebilirim. Sanırım bizi ve hikayemizi bir şekilde kendilerine yakın görüyorlar ve benimsiyorlar.

Her hangi başka bir projeniz var mı?Film, dizi, modellik?

Herhangi başka bir projeyi henüz değerlendirmeye alamıyorum açıkçası, çünkü Doğruluk Ekseni projesi bir aksilik olmaz ise seneye de devam edecek. Aynı anda de birden fazla projede yer almayı doğru bulmuyorum. Bunun yanı sıra modellik kariyerim uygun gördüğüm ve kariyerime katkısı olacağına inandığım işlerle az da olsa müsait olan zamanlarda devam ediyor diyebilirim.Oyuncuları daha az yorulsun diye kendisi daha çok yorulan fedakar bir yapımcısı olduğunu söyleyen Rahman Görede, yapımcı Mustafa Kartal’ın bu özelliğinin de onu diziye daha çok adapte ettiğine de değiniyor. Klişeleşmiş iş diyalogların yanı sıra samimi bir atmosferde daha verimli bir ekip oluştuğunu belirten oyuncuya, başarılar diliyoruz!...

14 Haziran 2009 Pazar

Doğruluk Ekseni 36. Bölüm - Özet

Doğruluk Ekseni’nde Sezon Finali!

Ekranların ilgiyle izlenen dizisi Doğruluk Ekseni, bu hafta sezon finaliyle ekrana geliyor. Kasabada yaşananlardan sonra aradan bir ay geçmiştir. Halime, eve dönmeyi çok istese de Hamza yüzünden eve dönememektedir. Fakat Sevda, annesinin geçmişte yaptığı büyük bir oyunu ortaya çıkaracak bir mektup bulunca aile yeniden karışır... Bu arada kasabaya dönen Ali, Uğur tarafından öldürülmek istenmektedir. Oğuz babasını ne kadar uyarsa da ona engel olamaz. Herkes Oğuz ve Sırma’nın düğününde bir sorun çıkmaması için uğraşırken Uğur ve Fikret çıkaracakları olaylarla Adalı ailesini şoka uğratacaklardır.

Fragmanı İzle;



Fragmandan Kareler;

11 Haziran 2009 Perşembe

İzleyici Yorumları

Doğruluk Ekseni Dizisi Hakkın'da İzleyici Yorumları

Biz gurbetteyiz. Bizim bulundugumuz ulkede saat farki cok oldugundan dizilerinizi gec saatlerde izlemek zorundayiz. Yinede izliyoruz. Cunki dizileriniz MUTHIS!!! Basarilar !
Nuri Adiguzel 29.04.2009

Filmi çok beğeniyorum.Çok heyecanlı geçiyor.Sırma ile Oğuz evlendirseniz daha da güzel olucaktır.EMİNİM!!!!!!!
Ayşe Metin 28.04.2009

Çok güzel bir dizi çekildiği yere de gitmiştim farklı bir büyüsü var oyuncuları da ayrıca çok cana yakın insanlar inşallah oğuz ile sırma da birleşir...
Hümeyra Sümengen 27.04.2009

Samanyolu tv ye böyle mükemmel diziler yaptıgı icin tebrik edeyorum. Türkiye'nin böyle dizilere çook ihtiyacı var.Ailecek sizi her hafta seyrediyoruzz. ama artık sırmayla oguz birbirlerine kavussunlarrr..vee bu arada kutlu dogum nedeniyle göstermis oldugunuz ilgiden dolayıı coookkk tesekkür ederim..ccookk begendiimm...dizi setine ve samayolu ailesine basarılarnızın devamını vee seyirciyi fazla sıkmamanızı rica ediyoruumm ( lütfen dikkate alın).
Esma Kübra

Sirmayi cok begeniyorum ama cok agliyor artik gulsun istiyorum.
Ayse 26.04.2009

S.a dizi super decok geriyor tek izledigim sey ama fazla gerilmekte iiyi bir sey degil baygi kasiliiyorum birazda hem acilarmi olmali dizilede guzel anlarla surekli insanlari mutlu edip mesaj verilemiyormu mesala son kutlu dogum ile ilgili bolum super hos egitici aci daha az olsun lutfen
Gül 26.04.2009

Mükemmel bir dizi. Kurban amca bence dizide önemli bir rol oynuyor.Kurban amca herkezin örnek alması gereken biri
Mehmet 25.04.2009


Doğruluk ekseni ailecek seyredilebilecek ender dizilerden.sosyal hayatta olanla olması gerekeni güzel bir biçimde yansıtan kaliteli bir dizi.emeği geçen herkese teşekkürler.bize ait olan mesajları günümüzün enstrümanlarıyla 'doğruyu'anlatmak önemli bir vazife.
Sinan Durgut 24.04.2009

Diziyi beğeniyorum.güzel nükteler var.gerçek hayattan kesitler.oyuncular da diziyi yaşatıyor.tebrikler...
Kıymet Şadoğlu 24.04.2009

Öncelik böyle bir dizi yayınladığı için stv ye teşekürler... kurban karekterinin konuşmalarına ve aralardaki eğitici ve bilgilendirici konuşmalara biraz daha yer verilse dizi ekseninden sapmaz...TEŞEKÜRLER..
Nurullah Özdemir 22.04.2009

Selamun Aleykum dogruluk eksenı cok harıka bır dızı yalnız ınsanlar bazı mesajlardan daha cok duygusal yonlerını on planda tutuyorlar.Bu dızı dıger tv kanallarındakı sacma sapan dızılerden cok farklı.Pempe dızıler gıbı ınsan askı ve sevgısı cok ıslense gercek amacını ıfa edemez.Ben ce dızı ask ve evlılık meselelerını arka planda tutmalı kı tutuyor da...Allah yar ve yardımcınız olsun.Dualarımız sızınle.
Serhat Yılmaz 22.04.2009

Oğuz'un Tefekkürüne ve Kurban amcanın ders veren konuşmalarına hayranım.Tüm emeği geçenlerin ellerine sağlık......
Murat Efe 21.04.2009


S.a Dizi o kadar güzelki anlatması imkansız. Diziyi başından itibaren seyrediyorum hiç bölüm kaçırmadım. İnsanı çok duygulandırıyor. Bu diziyi gerçekleştirenlere ve dizide oynayan herkese tşk lerimi sunuyorum. Başarılarınızın devamını Cenab-ı Allahtan niyaz ediyorum. Selamün Aleyküm...
Hüseyin Polat 21.04.2009

Dizi Hakkında Ki Yorumların Devamı İçin Tıklayınız.


9 Haziran 2009 Salı

Doğruluk Ekseni 35.Bölüm Özeti (Yeni)


Doğruluk Ekseni, Yeni Bölümüyle Ekrana Geliyor.

Halime, kızını türlü oyunlarla Uğur’a vermeye çalışırken, Harun engel olmaya çalışır... Fakat her şey arapsaçına döner ve Halime ile Huriye karşı karşıya gelir. İki kadın birbirilerine ölesiye saldırırken Sevda her şeyi yanlış anlar ve Harun’u tamamen hayatından çıkarır. Fakat Harun’un bu durumu kabullenemez ve durumu daha kötüye gider...Bu arada Fikret, Namık’la ilgili olayı öğrenir ve onun karşısına çıkarak tehdit eder. Fakat Adalı ailesinden hem Fikret’i hem de Halime’yi kötü bir sürpriz beklemektedir.

9 Haziran 2009 tarihinde SALI GÜNÜ

Türkçe Olimpiyatları

Muhteşem Ödül Töreni Ve Şarkı Finali İçin Tıklayınız.

Antalya'daki Muhteşem Gece'den Görüntüler İçin Tıklayınız.

Kayseri'de ki Muhteşem Gece'den Görüntüler İçin Tıklayınız.

Sevgi Diline Stadyum Yetmedi.

7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları Anadolu etkinlikleri çerçevesinde Kayseri, ilk kez büyük bir organizasyona ev sahipliği yaptı.

Kayseri Kadir Has Stadyumu'ndaki programa vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Yoğun ilgi nedeniyle 33 bin kapasiteli stadyumun tribünleri dolunca futbol sahası da kullanıldı. 60 bini aşkın kişinin izlediği programı izlemek isteyenlerin bir kısmı tesis içinde yer kalmaması nedeniyle stadyuma giremedi.
Yazının Devamı İçin Lütfen Tıklayınız.


Türkçe Çoşkusu Türkiye'yi Fethetti.

Türkiye'ye 12 gündür 'Türkçe bayramı' yaşatan 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları coşkusu sürüyor. 115 ülkeden gelen 700 öğrenci, Ankara'daki muhteşem finalle yarışma stresine noktayı koydu. Gençler, bu hafta Türkiye'yi gezerek dinlenme fırsatı bulacak.
Yazının Devamı İçin Lütfen Tıklayınız.

Erdoğan: Yurtdışındaki Öğretmenler Osmanlı Akıncıları Gibi


Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkçenin dünyanın dört bir yanında konuşulması ve öğrenilmesi için emeği geçen öğretmenlere teşekkür etti. Gittiği her ülkede Türkçeyi gönüllere kazıyan öğretmenlerin öğrencileriyle karşılaştığını vurgulayan Erdoğan, bu gayreti gösteren hocaları Osmanlı Devleti'nin kuruluşundaki akıncılara benzetti: "Bu kardeşlerimi Osmanlı'nın akıncıları olarak görüyorum.

Necip Fazıl, Mehmet Akif, Nazım Hikmet, Ali Şir Nevai'yi dinledik. Hep onların sayesinde. Bundan dolayı onları kutluyorum, başarılarının devamını diliyorum." Dilin bir millet için çok önemli olduğunu vurgulayan Başbakan, "Dil bizde aynı zamanda 'gönül' anlamına geliyor. Edebiyatımızda 'ehli dil' tabiri vardır, bu 'gönül ehli' demektir. Dünyanın bir ucunda Türkçe konuşan biriyle ortaklık işte bu gönül ve dil birliğiyle gerçekleşiyor. Bugüne kadar bu gayretin içinde yer alan öğretmen kardeşlerime teşekkür ediyorum." dedi. Mehmet Akif Ersoy'dan Necip Fazıl Kısakürek'e, Ali Şir Nevai ve Nazım Hikmet'e kadar Türkçenin gönüllere bu öğretmenler eliyle kazındığının altını çizdi. Türk okullarından mezun olanları temsilen şarkı finalinin sunucusu Arnavut asıllı Ablan Tartari'ye ödül veren Erdoğan, programın sonunda Kongolu minik kızları kucağına alarak öptü.

"Zaman Gazetesi"

Türkçe Şarkılarla Gönülleri Fethettiler

Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan Türkçe Olimpiyatları'nın şarkı finalinde duygusal anlar yaşandı. Türkçe sevdalısı öğrenciler şarkılarını seslendirirken izleyiciler gözyaşlarına hakim olamadı.

7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'nın şarkı finalinde yarışan Türkçe sevdalısı öğrenciler, Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'ni dolduran binlerce kişiyi kendilerine hayran bıraktı. 115 ülkeden 700 öğrencinin katılımıyla gerçekleşen olimpiyatların şarkı finalinde duygusal anlar yaşandı. Misafir öğrenciler akıcı bir Türkçe ile seslendirdikleri şarklılarla salondakilere parmak ısırttı. Çok sayıda davetli, şarkıları dinlerken gözyaşlarına hakim olamadı.

Afrikalı öğrencilerin Urfa Sıra Gecesi'yle başlayan yarışma, dünyanın birçok ülkesinden gelen çocukların Türkçe şarkılarıyla devam etti. Peygamber Efendimiz için yazılan 'Sevdim Seni Mabuduma' ilahisi seslendirilirken salonda bulunan çok sayıda davetlinin gözyaşlarına hakim olamadığı gözlendi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gözyaşlarını tutamadı. Birçok ülkeden gelen dünya çocukları söyledikleri her şarkıyla büyük ilgi topladı. Kenya'dan gelen Paul Mbela'nın Murat Kekilli'nin 'Anadolu Benim' şarkısını söylerken 'Ben de sizdenim esmerliğim sonradan.' sözleri büyük alkış aldı. Olimpiyatlara Azerbaycan'dan katılan Gülizar Ferecova, Ebru Gündeş'in 'Yalnızlığa Demir Attım' şarkısını üst düzeyde bir performansla sergiledi. Bundan çok etkilenen Ebru Gündeş, öğrencinin yanına sahneye çıkarak onunla düet yaptı. Pakistan'dan gelen Muhammet Salman ise Fatih Kısaparmak'ın 'Benim Babam' şarkısını ustaca seslendirdi. Kısaparmak, parçayı dinlerken gözyaşlarına boğuldu. Sahneye çıkan ünlü şarkıcı, "Sözün bittiği yer burası, keşke babam da bu ânı görseydi. Bu öğrencimizin alnından öpüyorum." dedi. Final gecesine katılan İstanbul Valisi Muammer Güler, Türkçeyi dünyaya yayan öğretmenlere teşekkür etti. Güler, organizasyonla Türkçenin dünya dili olduğunun bir kez daha kanıtlandığının altını çizdi. Erzurum'dan gelen Kemal Şimşek ise büyük heyecan yaşadığını ve gurur duyduğunu söyledi.

Gecenin Altın Çocukları

1. Grup Pakistan'dan Muhammet Salman 'Benim Babam'

2. Grup Türkmenistan'dan Eziz Küpceyev 'Mektebin Bacaları'

3. Grup Şili'den Karinavega Monsal 'Hasretinle Yandı Gönlüm'

4. Grup Mozambik'ten Bangaina Jose 'Sivas'ın Yollarına'

5. Grup Bangladeş'ten Farzana Samia 'Sevdim Seni'

3 Haziran 2009 Çarşamba

Katerina, Necip Fazıl bilgisiyle jüriye 'pes' dedirtti..


7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları kapsamında düzenlenen 'Makale Yarışması'nda birinciliği, Türkiye'nin önde gelen edebiyatçılarından oluşan jüriye 'pes dedirten' Ukrayna'dan Katerina Tişenko elde etti.
'Necip Fazıl' konulu makale yarışmasında finale kalan 15 öğrenci jürinin karşısında makalelerini anlattı. Yarışmada ikinciliği Tataristan'dan Fayagul Agmalova alırken, üçüncülüğü Beralus'tan Yuliyu Juro ile Irak'tan Roza Makwan Murat Khan paylaştı. Ukrayna Kırım'dan yarışmaya katılan Katerina, mükemmel Türkçesi, Necip Fazıl bilgisi, ezbere bildiği şiirleri anlaması ve özümsemesi ile jüriyi çok etkiledi. Diğer yarışmacıların da Necip Fazıl bilgisinin çok iyi olduğunu anlatan jüri başkanı İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özkan, Katerina'nın Necip Fazıl'ı özümsemesine 'pes' dediklerini söyledi. "Türkiye'de bile yarışma yapsak öğrencilerimiz; şairi ancak bu derece anlayabilir." diyen Prof. Dr. Özkan, "Katerina, Necip Fazıl'ı tamamen özümsemiş, bütün soruları çok rahat cevapladığı gibi şairin manevi iç dünyasını da çok güzel anlamış. Necip Fazıl'ın anlatmak istediği şiirleri, kavramları içselleştirerek değerlendirmesi bizim için mutluluk verici bir hadiseydi." diye konuştu.
ÜSDATIN ŞİİRLERİNİ RUSÇAYA ÇEVİRMİŞ.
Tavriya Milli Üniversitesi Türkoloji bölümünde okuyan ve önümüzdeki yıllarda Türkçe tercüman olarak çalışmayı düşünen Katerina ise, "Şairlerin Sultanı'nı tanımak benim için büyük bir şerefti. Birçok kitabını okudum, şiirlerini ezbere biliyorum. Hatta Rusçaya şiirlerini tercüme ettim. Ayrıca kendim de Necip Fazıl'ı anlatan Türkçe bir şiir yazdım." dedi. Jürinin yüksek lisans için Türkiye'ye davet ettiği Katerina Tişenko, Necip Fazıl'ın şiirlerinin 'hem ölçülü hem de mana açısından çok zengin' olduğunu belirtti
.

Kolombiyalı Genç Türkçe Öğretiyor...


Kolombiya'daki dil kursunda Türkçe öğrendi, şimdi kendisi Türkçe öğretiyor.

Dünyanın çeşitli diyarlarından Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için Türkiye'ye gelen öğrencilerin hepsi birbirinden yetenekli. Geçen yıl olimpiyatlara katılan Kolombiyalı genç, bu sene Türkçe öğrettiği öğrencilerini yarışmaya getirmiş. Kırgız Erlan Satarov, Kırşehir şivesiyle de konuşmayı öğrenmiş. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'nın finaline geri sayım başladı. Bugün Bursa'da şiir yarışmasının şampiyonları belli olacak, yarın İstanbul'da şarkı dalında dereceye girenler açıklanacak. Ödül töreni ise 6 Haziran'da Ankara ASKİ Spor Salonu'nda düzenlenecek. Yarışmalarda ter döken birbirinden iddialı 700 öğrenci, ilginç hayat hikâyeleriyle dikkat çekiyor. Kolombiyalı Natalia Gomez'un azmi takdire şayan. Geçen sene 6. Türkçe Olimpiyatları'nda konuşma dalında gümüş madalya kazanan Natalia, bu yıl Türkçe öğrettiği öğrencilerini yarışmaya getirmiş. Başarılı genç, 2 yıl önce Kolombiya'daki Dil Merkezi'nde Türkçe öğrenmiş. Şimdi aynı yerde öğretmenlik yapıyor. Halen Kolombiya'da üniversite okuyan Natalia, öğrencisi Daniala Rueda'dan oldukça umutlu. Japon Chikako Kuroe'nin (19) hayatını, İran-Irak savaşında Türklerin Japonları kurtarmasını anlatan belgesel değiştirmiş. Japon televizyonunda yayınlanan filmden çok etkilenen Chikako, "Bir Türk'ü görür de onunla konuşamazsam, nasıl yüzüne bakarım?" düşüncesiyle Türkçe öğrenmeye karar vermiş. "Belgeseli izlerken gözümden yağmur geldi." ifadelerini kullanan öğrenci, "Bir Türk'üm" diyecek kadar Türkiye ve Türkçeyi seviyor. "Kaç kardeşsiniz?" diye soranlara ise öğretmeni Havva Bayram'ı da dahil ederek "4 kardeşiz." cevabını veriyor. Yarışmaya sunum dalında katılan Chikako'nun konusu, 'Türkiye'ye karşı kelimelere sığmayan sevgim.'
EN ÇOK ŞARKIDAKİ 'OF'LARDA ZORLANMIŞ.

Kamboçya'dan gelen Monyneath Lim, şarkı dalında yarışıyor. Okuması gerçekten büyük yetenek isteyen Türk sanat müziği parçası 'Sabret Gönül'ü seslendiriyor. Monyneath, şarkıyı çalışırken en çok 'of'larda zorlanmış. Bu konuda ne kadar dert yansa haklı. Çünkü şarkının bir yerinde tam 15 saniye boyunca 'of' çekiyor. Hafta sonu ve yarıyıl tatillerinde hep şarkısına çalışmış. Uluslararası Zaman Lisesi öğrencisi, okulda 'Türkçe şarkı öğrenme kulübü'ne devam ediyor. Türkiye'de üniversite okumak isteyen Monyneath, 30 civarında şarkı ve ezgiyi ezbere biliyor. Öğretmeni Vesile Kaplan ise Uzakdoğu ülkelerinin alfabesinde ü, ö, ş, ğ, ı harfleri bulunmadığı için Türkçe öğrenmenin çok zor olduğunu vurguluyor.

Hocam Allah galiba sizi daha fazla seviyor!

Senegal'de Yavuz Selim Koleji'nde okuyan Moussa Dabbo (16), yazma ve konuşma dalında yarışıyor. Moussa'nın ilginç bir anısı var. Öğretmeni Mehmet Akif Gümüş, bir gün derste Türkiye'deki depremlerden bahsetmiş. Afrika'da neden sarsıntı olmadığını sormuş. Öğrencilerinden 'fay hatlarının olmaması' gibi bir cevap beklerken, Moussa, "Hocam çünkü Allah bizi daha çok seviyor!" demiş. Ancak İstanbul'da camilerin ihtişamı, tarihî güzellikler ve Boğaz'ı görünce fikrini değiştirmiş. Şakacı genç, öğretmenine artık "Hocam Allah galiba sizi daha çok seviyor!" diye takılıyor.

Sarı ve siyah ırkın örnek arkadaşlığı!

İlk gün biraz çekingen davranan, sadece kendi ülkelerinden gelen arkadaşlarıyla birlikte olan öğrenciler, ilerleyen günlerde çekingenliklerini atarak farklı milletlerle arkadaşlık kurmaya başladı. Belaruslu Sviatlana Khrapova ile Güney Afrikalı Xolo Songca da bu öğrencilerden. Belarus Dostluk Kültür Merkezi'nde Türkçe öğrenen Sviatlana, taç takılı yerel kıyafetiyle büyük ilgi topluyor. Fethullah Gülen'in 'Sıkılsın' şiirini seslendiren genç kız, bugünkü finallerde iddialı. Belaruslu Enna Vaitovich ise 'Veda Busesi' adlı şarkıyı büyük bir ustalıkla seslendiriyor. Güney Afrika Yıldız Koleji öğrencisi Xolo, Faruk Nafiz Çamlıbel'in 'Çoban Çeşmesi' adlı şiirini okuyor. Madagaskarlı Haqual Tovondraing de sarı ve siyah ırkın arkadaşlığına katkı yapıyor. Kırgız Erlan Satarov ise Kırşehirli Ozan Şemsi Yastıman'ın 'Memleket Hasreti' şiiri ile yarışıyor. Şiirini Kırşehir şivesi ile okuması dikkat çekiyor. Öğretmeni İsa Kaymaz, "Erlan'ı arayıp 'neredesin' dediğimde; önceden 'geliyorum' diyordu; artık 'geliyom' diyor. Sanırım, Türkçeyi Kırşehir şivesi ile konuşmaya başladı." ifadelerini kullanıyor.
Zaman

2 Haziran 2009 Salı

Ekran Budalası Olmadım.!!!


Ankaralı olmasına rağmen, Karadenizli rollerin aranan yüzü olan Gafur Uzuner, 'Doğruluk Ekseni'ndeki Kurban rolü ile farklı bir portre çiziyor. Sürekli ekranda olmak gibi bir kaygısının olmadığını söyleyen Uzuner, "Bu meslekte tavan yok. İnsanın ruhunu okşar, ama onun esiri olmamak lazım." diyor.
Süper Baba, Çiçek Taksi, Tatlı Kaçıklar ve Pembe Panjurlu Ev'deki rolüyle tanıdığımız Gafur Uzuner, 1977 yılında tanıştığı televizyonda onlarca dizi ve filmde rol aldı. Kanal A'da sunduğu 'Söyle Yakıştır'la sokağa inen Uzuner, Samanyolu'nda salı günleri ekrana gelen 'Doğruluk Ekseni'nde Kurban karakterini oynuyor. Dizide ettiği beylik laflarla adeta izleyiciye ders veren Uzuner'den dua isteyenlerin ve elini öpmek için ceketini düğmeleyerek seti aşındıranların haddi hesabı yok. Kurban'ın kendisi için verimli bir rol olduğunu söyleyen Uzuner, "Bu meslekte tavan yok. İnsanın ruhunu okşar ama onun esiri olmamak lazım. Ekranda görünmek hoşuma gider, ama hiçbir zaman ekran budalası olmadım." diyor. Gafur Uzuner ile dizinin çekildiği Beypazarı'nda Kurban rolünü, oynamayı hayal ettiği rolü, Ankaralı olmasına rağmen neden Karadenizli rollerinde görev aldığını konuştuk.
'Kurban' küçük ama işlevi olan bir rol. Ne tür geri dönüşler oluyor?

Keyif aldığım bir iş 'Doğruluk Ekseni'. Kurban rolü ise içi doldurulabilecek, üretken bir rol. Seyirci ceketini düğmeleyip geliyor yanıma. Elimi öpmek isteyenler, dua isteyenler oldukça fazla. Bir yerde ayak ayak üstüne atarken bile düşünüyorum. Yazanların emeğini teslim etmek lazım. Bize ne malzeme gelirse onunla yemek yapıyoruz.
Onlarca dizi ve filmde rol aldınız. Geriye döndüğünüz zaman ne düşünüyorsunuz?

Dolabı açıyorum, rol aldığım yüzlerce kaset. Televizyonculuk buza yazı yazmaktır. Önemli olan karşılaştığın insanların aileden biri gibi yaklaşmaları. Allah'a şükür bizi öyle görüyorlar. Kurban rolü de bu imaja uygun. Oynamayı hayal ettiğiniz bir rol var mı? Ezber bozmak istiyorum. Aynı şeyleri oynamak değil de aykırı bir şeyi oynamak önemli. Yani bana asla teklif edilemeyecek rolün üstesinden gelmek beni tatmin eder. Ne olursa olsun... Ankaralısınız, ama izleyiciler sizi Karadenizli rollerde tanıdı... Bütün şiveleri çok iyi konuşurum. Bu Allah vergisi bir durum. Ama 'Karadenizli oynar' noktasından uzak düşünen cesur yönetmenlerden de görev bekliyorum. Her gün çalışmak zorunda da değilim. Oyuncu olarak elbette kamera karşısında olmak istiyorum, ama her dakika oynamak istemem. Geçmişe dair kırgınlıklarınız oldu mu? Yok. Bu işlerin yalan dünya işleri olduğunu bilen biriyim. Entrika başka mesleklerde var, bizde de var. Oyunculukta aç sefil kalan ağabeylerim oldu. Kendi hataları. Bir gece para kazanıyorsun, onu o gece bitirmen şart değil. Yıllardır oynamadığınız film-dizi kalmadı. Yeter doydum dediğiniz oldu mu? Bu konuda doyum söz konusu olmaz. Onun tavanı yok. Görünmek hoşuma gider, ama hiçbir zaman ekran budalası olmadım. Çoğu arkadaşım alkolik oldu, yuvası dağıldı. Sizin için iyi bir karakter oyuncusu deniyor. Bundan rahatsız oluyor musunuz? Jön olmaktan daha iyidir. İkinci adam olmak avantajlı; çünkü daha çok yer bulursun. Ayrıca benim de başrol oynadığım işler oldu...

Aliye, ikinci baharını yaşamak üzere!..Doğruluk Ekseni'nde Yakup ve Rüya başarılı bir böbrek ameliyatından sonra ailelerinin bir sürprizi ile karşılaşır. Işıl ise Uğur'dan kızını korumak için düştüğü yerden kalkmak zorundadır. Fikret, hatalarını telafi edemezken, Aliye, yaşadığı kötü olaylardan sonra ikinci baharı yaşamak üzeredir.

SAMANYOLU 19.40

Zaman Gazetesi

1 Haziran 2009 Pazartesi

Serdar Ortaç'tan Türkçe Olimpiyatı itirafı!



SAKARYA ŞİİRİ OKUNURKEN AĞLAMIŞ!!!


Yediden yetmişe herkesi duygulandıran çocukların Türkiye ve Türkçe sevdası izleyenleri adeta büyülüyor.Dünya haritasının neresinde olduğunu bilmediğimiz hatta ismini bile telaffuz etmekte güçlük çektiğimiz ülkelerin çocukları Türkiye'ye gelerek şarkılarımızı, şiirlerimizi seslendiriyor. Yediden yetmişe herkesi duygulandıran çocukların Türkiye ve Türkçe sevdası izleyenleri adeta büyülüyor. İzledikçe duygu seline kapılanlardan biri de ünlü sanatçı Serdar Ortaç. "Eurovision'dan önce Türkçe Olimpiyatları'na destek verin." sözüyle yarışmanın önemine dikkat çeken Ortaç, bu yılki organizasyonda jüri üyeliği yapacak.115 ülkeden 700 öğrencinin katılacağı programın parçası olmaktan büyük gurur duyduğunu söyleyen sanatçı, "Türkçe Olimpiyatları, tarih boyunca gurur duyacağımız yegâne olaylardan biri. Millet olarak yaptığımız en gurur verici şey. Bunun için ne kadar övünsek az." diyor. Türkçe Olimpiyatları'nın günün birinde mutlaka hak ettiği yeri bulacağını ifade eden Ortaç, organizasyonun zaman geçtikçe değerinin artacağına inanıyor.Türkçe Olimpiyatları'yla geçen yıl televizyon aracılığıyla tanışan Serdar Ortaç, çocukları izlerken büyük bir heyecana kapılmış. Moğolistanlı öğrenci, Sakarya Türküsü'nü okurken gözyaşlarına hakim olamamış. Ünlü sanatçı, yaşadığı duygu dolu anları şöyle anlatıyor: "Kamboçyalı bir kız çocuğundan Çile Bülbülüm şarkısını, Moğolistanlı bir öğrencinin ağzından Necip Fazıl'ın mısralarını dinlerken çok duygulandım. Hatta hemen internet siteme ilgili videoları ekleyerek, sevenlerime izlettim. Ancak Moğolistan adına katılan bir kız öğrencinin, Sakarya Türküsü'nü okurken 'Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz, Sen kıvrıl ben gideyim, Son Peygamber kılavuz' dizelerini haykırması, beni kendimden geçirdi. En çok bu sahnede heyecanlandım ve gözyaşlarımı tutamadım."Türkçe Olimpiyatları'nın, dilimizi başarı ile konuşan dünya çocuklarını bir araya getirdiğinin altını çizen Ortaç, bu yeteneklere hayran kalmamanın mümkün olmadığını vurguluyor. "Sakarya Türküsü'nü tüm sevgisiyle okuyan ve bize Türkçe 'merhaba' diyen bu çocukları sevmemek ve söyledikleri karşısında duygulanmamak mümkün değil." ifadelerini kullanıyor. Ortaç, popüler müzikle uğraşan bir sanatçı olarak olimpiyatları çok önemsediğini şu sözlerle anlatıyor: "Olimpiyatlar bizim için çok önemli. Bize özümüzü, büyük ve yüce tarihimizi, hatta Orta Asya'dan Avrupa sınırlarına kadar, yıllarca konuşulan dilimizin büyüklüğünü hatırlatıyor. Böyle güzel bir oluşum karşısında kayıtsız kalmak zaten söz konusu olamaz. Günümüz gençliğinin Türk milletini var eden değerlere sahip çıkması gerekiyor. Gençliğin iyi insan olmak için çok sebebi var. Çünkü bizim Osman Gazi'miz, Mevlânâ'mız, Mustafa Kemal'imiz var. Sevmeyi öğrenmek için çok nedenimiz var."

Türkçe Olimpiyatları Hakkında Daha Fazlası İçin Lütfen Tıklayınız.

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Doğruluk Ekseni 34.Bölüm Özeti (Yeni)

Aliye, ikinci baharını yaşamak üzere!..

Doğruluk Ekseni’nin de bu hafta mutluluklar yaşanıyor. Yakup ve Rüya başarılı bir böbrek ameliyatından sonra ailelerinin bir sürprizi ile karşılaşır. Işıl ise Uğur’dan kızını korumak için düştüğü yerden kalkmak zorundadır. Fikret, yaptığı büyük hataları kolay telafi edemezken, Aliye, yaşadığı onca kötü olaylardan sonra ikinci baharı yaşamak üzere.. Harun annesine sırt çevirerek girdiği günahın bedelini ummadığı kadar ağır ödeyecektir. Oğuz ve Sırma ise imrenilecek bir mutluluk tablosu ile yüzleri güldürerek, gülmeye devam edecek. Doğruluk Ekseni, beklenilen kareleriyle bu hafta Samanyolu Televizyonunda!..

Türkçe Olimpiyatları Şöleni Cumartesi Altınpark'ta Başlıyor.

115 Ülkeden katılımla gerçekleşecek olan 7. Türkçe Olimpiyatları Kültür Şöleni 30 Mayıs Cumartesi günü saat 10:00 da Ankara Altınpark'ta başlıyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara'nın her ilçesinden Altınpark'a ücretsiz servisler düzenliyor. Çok sayıda katılım olacağı beklenen bu şölene sizlerde kayıtsız kalmayın ve oradaki çoşkuyu binlerce kişiyle yaşayın! Ankara'da oturanların Cumartesi sabah 9 da başlayacak servisleri kaçırmaması, o çoşkudan kendilerini mahrum etmemeleri tavsiye edilir.

Kültür Şöleni, 30-31 Mayıs 2009 Tarihlerinde Ankara Altınpark’ta yapılacak.
Yarışmacılar, ülke tanıtım stantları açarak ülkelerinin tanıtımını yapacaklardır. Yarışmacıları yakından görebileceğiniz bu şölen, Olimpiyatları canlı ve yerinde izlemek isteyenler için bulunmaz fırsat.

28 Mayıs 2009 Perşembe

Kanal D' de "KırgızBastı" Şov

Dünya Çocukları Hayran Bırakmaya Devam Ediyor...

M.Ali Birand Hayranlığını Gizleyemedi.

Türkçe Olimpiyatları Başladı.

Türkçe Bayramı Başladı.

On dört gün boyunca tüm ülkede bayram havası estirecek, 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları dün başladı. İstanbul Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki tanıtım toplantısına, 115 ülkeden Türkçe sevdalısı 700 öğrencinin yanı sıra Prof. Dr. Mehmet Sağlam, sanatçı Erhan Güleryüz ve ünlü oyuncu Hasan Kaçan da katıldı. Kırgız gençlerin kolbastı oynadığı programda, Afrikalı öğrencilerin sergilediği Ekmek Teknesi dizisinin sevilen karakteri Heredot Cevdet taklidi büyük beğeni topladı.

Sunuculuğunu geçen yılın finalistlerinden Tacikistanlı Suman Kurbanova'nın yaptığı törende konuşan Türkçe Olimpiyatları Tertip Heyeti Başkanı Mehmet Sağlam, kendi ülkelerinde yapılan olimpiyatlarda 10 bin kişi arasından seçilen öğrencilerin, Ankara, İstanbul ve Bursa'da finallere katılacaklarını söyledi. Gençlerin daha sonra Kayseri, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Erzurum'u da gezerek hünerlerini sergileyeceklerini kaydetti. TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Sağlam, olimpiyatın amacını ise şu sözlerle açıkladı: "Daha çok insan Türkçe öğrensin, daha çok insan sevgi ve barışta, bilim ve sanatta bir araya gelsin. Daha çok insan, devlet adamları tarafından Türkçe öğrenmeye teşvik edilsin." Türkçe Olimpiyatları Medya İletişim Koordinatörü Halit Soylu da öğrencilerin bugünden itibaren Ankara Kızılcahamam'daki Asya Termal Tesisleri'nde kampa gireceğini aktardı. 2 Haziran'da Bursa'da şiir yarışmasının finalinin, 3 Haziran'da İstanbul'da şarkı yarışmasının finalinin yapılacağını belirtti. Ödül töreninin ise 6 Haziran'da Ankara ASKİ Spor Salonu'nda gerçekleştirileceğini bildirdi.

Jüri üyesi Erhan Güleryüz ise dünyada 250-300 milyon insanın Türkçe konuştuğunu vurgulayarak, "Türkçe, sevgi dilidir. Sevgiyi hissetmeniz için Türk dili yeterli olacaktır." ifadelerini kullandı. Oyuncu Hasan Kaçan da özellikle aşkı anlatmak için Türkçeden daha güzel bir dil olmadığını dile getirerek, "Gönül kelimesinin tam karşılığı, hiçbir dilde bulunamadı." dedi.

MİNİATÜRK'TE EĞLENCELİ BİR GÜN

Toplantıda Nijeryalı Halliru Faruk ve arkadaşı, Heredot Cevdet tiplemesini canlandırdı. Tacikistanlı Madina, Candan Erçetin'in 'Melek' adlı şarkısını, Nijeryalı bir genç, Âşık Veysel'in 'Benim sadık yarim kara topraktır' eserini okudu. Gösterilerin ardından öğrenciler Miniatürk'e düzenlenen gezide eğlenceli bir gün geçirdi.

Türkçe Sevgisi 115 Ülkeye Ulaştı.


Her sene büyük bir coşkuyla gerçekleştirilen Türkçe Olimpiyatları için geri sayım başladı.

Çeşitli yarışmalar ve ödül töreniyle bir Türkçe bayramına dönüşen etkinlik, 28 Mayıs'ta Ankara Kızılcahamam'da başlıyor. Olimpiyatlar, yeni ülkelerin katılımıyla bu yıl daha da renklendi. İskoçya, İspanya, Gabon, Kuveyt, Liberya, Peru ve Zambiya Türkçe Olimpiyatları'na ilk kez öğrenci gönderdi. Böylece etkinliğe katılan ülke sayısı 115'e çıktı. Bu ülkelerden gelen 700 finalist öğrenci, 14 gün boyunca farklı dallarda Türkçe becerilerini sergileyecek. Gençlerin kendi ülkelerini tanıtacağı 'Kültür Şöleni', 30-31 Mayıs günlerinde Ankara Altınpark'ta yapılacak. Şiirden şarkıya, genel kültürden makaleye kadar 13 dalda büyük çekişmenin yaşanacağı 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na Ankara, İstanbul ve Bursa ev sahipliği yapacak. Dünyanın her köşesinde Türkiye ve Türkçenin tanıtımına vesile olan gençleri TBMM Başkanı Köksal Toptan da ödüllendirecek. Altın madalya almaya hak kazanan öğrencilere, Türk Dili Hizmet Ödülleri'ni Meclis Başkanı Toptan verecek.
Resmî programın bitmesinin ardından sevinç, bu kez Anadolu'ya yayılacak. Geçen yıl 5 ilde başlatılan mini olimpiyatlar, 9 kentte bayram havası estirecek. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Erzurum, Kayseri, Gaziantep ve Kahramanmaraş, farklı coğrafyalardan gelen Türkçe sevdalılarına ev sahipliği yapacak. Tertip Komitesi Başkanı eski Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, olimpiyatların 5 kıtada binlerce öğrenciyi Türkçeye özendirmek ve teşvik etmek için yapıldığını söyledi. Her sene daha büyük mesafeler alındığını belirten Sağlam, "Türkçe; sevgi, saygı, barış dili olmaktan da öte, bir bilim ve edebiyat dili haline geliyor." dedi. Olimpiyatlar için sadece bu sene 10 bin başvuru yapıldığını anlatan Sağlam, öğrencilerin finale kalabilmek için bir yıl boyunca ter döktüğünü ifade etti.

Yarışmacıların bir kısmı Türkiye'ye ulaştı. 28 Mayıs'ta başlayacak olimpiyat öncesinde yavaş yavaş gelmeye başlayan ülkeler arasında Nijer, Gürcistan, Moğolistan, Nijerya, Azerbaycan, Kırgızistan, Pakistan, Bosna Hersek, Amerika-New Jersey ve Teksas, Arnavutluk, Romanya, Kırım ve Litvanya bulunuyor. Öğrenciler, olimpiyatlar öncesinde çeşitli aktivitelerde yer alacak, medya kuruluşlarını ziyaret edip televizyon programlarına katılacak. Türkçe Bayramı için bir de tanıtım filmi çekildi. 48 saniyelik film, İstanbul'un tarihî ve doğal güzellikleriyle Türkçe sevdalısı olan dünya çocuklarını buluşturuyor. Müşfik Kenter'in seslendirdiği tanıtımda, farklı ülke çocukları Türkçe konuşuyor ve Türkiye'ye has deyim ve atasözlerini kullanıyor. Olimpiyat boyunca çeşitli medya kuruluşlarında yer alacak reklamın yönetmenliğini Turgut Söğüt, müziklerini ise Yücel Arzen yaptı.

Türkçe, dünyanın sayılı dilleri arasına girdi Tertip Heyeti Başkanı Mehmet Sağlam: Her yıl daha da güzelleşen olimpiyatları Anadolu'ya mal etmek için bu yıl çok sayıda organizasyon yapılacak. Öğrenciler halkımızla bütünleşecek. Türkçemizi dünyada 200 milyon kişinin konuştuğunu düşünürsek, Türkçe giderek dünyanın sayılı bilim, edebiyat, kültür ve barış dili olacak. Şimdiden dünyanın önemli dilleri arasına girdi. Atatürk'ün de vasiyeti olan bu amaç için her Türk vatandaşı üzerine düşen görevi yapmalı.

Olimpiyatlar, bir hayalin gerçekleşmesidir
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın: Türkçe Olimpiyatları, Türkçenin dünya dili olduğunu kanıtlayan en anlamlı etkinlik. Bugün 87 ülkede en az bir ortaöğretim kurumunda, 46 ülkede özel kurslarda Türkçe öğretiliyor. Toplam 9 ülkedeki yükseköğretim kurumlarında Türkçe eğitim veriliyor. Dünyanın dört bir yanındaki okullardan gelen gençler, 7 yıldır Türkçe konuşarak, yazarak, şiir okuyarak, şarkı söyleyerek yarışıyor. Türkçe Olimpiyatları, bir hayalin gerçekleşmesidir. Bu hayal Türkçenin dünyanın dört bir köşesinde eğitim ve öğretim dili olarak; bilim, kültür ve sanat dili olarak yaygınlaşmasıydı. Türkçenin dünya dili olarak yaygınlaşması, bütün dünyayı kapsama alanına almasıydı. Bir Afrikalının Türkçe şiir okuması, bir Amerikalının Türkçe şarkı söyleyerek yarışması benim için dünyanın en büyük mutluluğu.

Geleceğe daha umutlu bakmamızı sağlıyor

Uluslararası Üniversiteler Birliği Başkanı Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan: 115 ülkeden gelen öğrenciler, Türkiye'yi ve Türk insanını tanıyacak. Âdet, gelenek, görenek ve örflerimizi görecek. Sonrasında dünyanın değişik yerlerindeki ülkelerine dağılacaklar. Bu, Türkçenin dünyaya yayılması ve Türkiye'nin tanıtımı için büyük önem arz ediyor. Dünya barışına katkısı yönüyle ümitlerimizi güçlendiriyor. Geleceğe daha umutlu bakmamızı sağlıyor.

Yarışma, dışa açılan kapımız oldu

Türk Ocakları Genel Sekreteri Hüseyin Erdem: Türkçenin yaygınlaşması ve Türk milletinin değer sisteminin tanınması açısından büyük önem taşıyor. Olimpiyatlar bizim ülke olarak en büyük problemimiz olan tanınma sorunumuzu en kısa yoldan çözüyor. Şimdiye kadar hiçbir proje bu etkinlik kadar Türkiye'yi dışa tanıtamadı. Yarışma, Türkiye'nin dışa açılan kapısı ve penceresi oldu.

115 ülkenin barış elçileri sevginin anavatanında

Türkçe Olimpiyatları Genel Sekreteri Tuncay Öztürk: Bu yıl olimpiyatların içeriği zenginleşti, niteliği arttı. Programları daha fazla kişinin takip edebilmesi için Anadolu'daki etkinlik sayısını artırdık. Dünyanın 115 ülkesinden gelen barış elçilerini, barışın ve sevginin anavatanında sevgi diliyle buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

Yarışmacılardan Zaman'a ziyaret

Yarışmacıların bir kısmı dün Zaman Gazetesi'ni ziyaret etti. 13 farklı ülkeden gelen öğrenciler, Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın yönettiği yayın toplantısına katıldı. Akıcı Türkçeleriyle dikkat çeken gençler, olimpiyatlarda sunacakları şarkıları seslendirdi. Grubun, ünlü sanatçı Ertuğrul Erkişi'yle ortak albüm çıkaracağı öğrenildi. NURULLAH KAYA İSTANBUL

Olimpiyatlarda Necip Fazıl unutulmadı

Uluslararası Türkçe Olimpiyatları, vefatının 26. yıldönümünde dualarla anılan 'Şairler Sultanı' Necip Fazıl Kısakürek'i unutmadı. Bu yılki 'makale yarışması'nın konusu 'Türk Edebiyatında Necip Fazıl Kısakürek' olarak belirlendi. Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen üniversite öğrencilerinin katıldığı yarışmanın ön elemeleri tamamlanırken, 15 ülke finale kaldı. Birbirinden önemli yazılar kaleme alan Afganistan, Azerbaycan, Belarus, Estonya, Irak, İran, Kırım, Kırgızistan, Mısır, Özbekistan, Rusya, Tacikistan, Tataristan ve Ukraynalı gençler, Necip Fazıl'ın çileli hayatı, şairler sultanlığına uzanan öyküsü, fikir davası ve gençliğe bakışını anlatıyor. 30 Mayıs Cumartesi günkü finalde Türk üniversitelerinin önde gelen edebiyatçıları jüri üyeliği yapacak. Temayı bir yıl önceden belirlediklerini kaydeden Olimpiyat Genel Sekreteri Tuncay Öztürk, gelen yazıların, Türkçe öğrenen dünya gençliğinin, Kısakürek'i en az Türk gençleri kadar tanıdıklarını gösterdiğini vurguladı. İBRAHİM ASALIOĞLU ANKARA

HACI KEMAL ERİMEZ'E VEFA ÖDÜLÜ

Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneği'nin her sene verdiği Türk Dili Ödülleri'nin bu yılki sahipleri belli oldu. Hayatını Türk okullarının kurulmasına harcayan merhum Hacı Kemal Erimez, 'Vefa Ödülü'ne layık görüldü. 'Atatürk Türk Dili Ödülü', Amerikan Senatosu'nda görev yapan en yaşlı üye Robert Byrd'a; 'İsmail Gaspıralı Türk Dili Ödülü' ise TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'e verilecek.

Moğol Öğrenci Sakarya Türküsünü Okurken Ağladım.

Dünya haritasının neresinde olduğunu bilmediğimiz hatta ismini bile telaffuz etmekte güçlük çektiğimiz ülkelerin çocukları Türkiye'ye gelerek şarkılarımızı, şiirlerimizi seslendiriyor. Yediden yetmişe herkesi duygulandıran çocukların Türkiye ve Türkçe sevdası izleyenleri adeta büyülüyor. İzledikçe duygu seline kapılanlardan biri de ünlü sanatçı Serdar Ortaç. "Eurovision'dan önce Türkçe Olimpiyatları'na destek verin." sözüyle yarışmanın önemine dikkat çeken Ortaç, bu yılki organizasyonda jüri üyeliği yapacak.

115 ülkeden 700 öğrencinin katılacağı programın parçası olmaktan büyük gurur duyduğunu söyleyen sanatçı, "Türkçe Olimpiyatları, tarih boyunca gurur duyacağımız yegâne olaylardan biri. Millet olarak yaptığımız en gurur verici şey. Bunun için ne kadar övünsek az." diyor. Türkçe Olimpiyatları'nın günün birinde mutlaka hak ettiği yeri bulacağını ifade eden Ortaç, organizasyonun zaman geçtikçe değerinin artacağına inanıyor.

Türkçe Olimpiyatları'yla geçen yıl televizyon aracılığıyla tanışan Serdar Ortaç, çocukları izlerken büyük bir heyecana kapılmış. Moğolistanlı öğrenci, Sakarya Türküsü'nü okurken gözyaşlarına hakim olamamış. Ünlü sanatçı, yaşadığı duygu dolu anları şöyle anlatıyor: "Kamboçyalı bir kız çocuğundan Çile Bülbülüm şarkısını, Moğolistanlı bir öğrencinin ağzından Necip Fazıl'ın mısralarını dinlerken çok duygulandım. Hatta hemen internet siteme ilgili videoları ekleyerek, sevenlerime izlettim. Ancak Moğolistan adına katılan bir kız öğrencinin, Sakarya Türküsü'nü okurken 'Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz, Sen kıvrıl ben gideyim, Son Peygamber kılavuz' dizelerini haykırması, beni kendimden geçirdi. En çok bu sahnede heyecanlandım ve gözyaşlarımı tutamadım."

Türkçe Olimpiyatları'nın, dilimizi başarı ile konuşan dünya çocuklarını bir araya getirdiğinin altını çizen Ortaç, bu yeteneklere hayran kalmamanın mümkün olmadığını vurguluyor. "Sakarya Türküsü'nü tüm sevgisiyle okuyan ve bize Türkçe 'merhaba' diyen bu çocukları sevmemek ve söyledikleri karşısında duygulanmamak mümkün değil." ifadelerini kullanıyor. Ortaç, popüler müzikle uğraşan bir sanatçı olarak olimpiyatları çok önemsediğini şu sözlerle anlatıyor: "Olimpiyatlar bizim için çok önemli. Bize özümüzü, büyük ve yüce tarihimizi, hatta Orta Asya'dan Avrupa sınırlarına kadar, yıllarca konuşulan dilimizin büyüklüğünü hatırlatıyor. Böyle güzel bir oluşum karşısında kayıtsız kalmak zaten söz konusu olamaz. Günümüz gençliğinin Türk milletini var eden değerlere sahip çıkması gerekiyor. Gençliğin iyi insan olmak için çok sebebi var. Çünkü bizim Osman Gazi'miz, Mevlânâ'mız, Mustafa Kemal'imiz var. Sevmeyi öğrenmek için çok nedenimiz var."

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Doğruluk Ekseni 33. Bölüm Özet (Yeni)

Dizi'nin Bu Hafta ki Konusu Şöyle;

Yedibahar da aileler karışıyor.Huriye Harun yüzünden evi terk edip huzur evine yerleşiyor.Bunu ögrenen Sevda Harun la nişanı bozmaya karar veriyor.Bu arada Oğuz ve Sırma yeniden nişanlanıyorlar.Sinem ise Işıl ın foyasını ortaya çıkarmak için uğraşırken Haşim sonunda ölümle burun buruna geliyor.Fikret beklemedigi bir anda Işıl ın gerçek yüzünü görüyor.Bu durumdan endişelenen uğur,kendisini kurtarmak için içlerinden birini öldürmek için harekete geçiyor...

Fragmanı İzle;



Fragman'Dan Küçük Kareler;

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Doğruluk Ekseni 32.Bölüm Özeti



Uğur, Oğuz’la kardeş olduklarını itiraf eder.

Ama Oğuz’un sorması gereken çok soru vardır. Uğur, Oğuz’un sorularını cevapsız bırakırken, hain planlarına devam eder...
Bu arada Sinem, Işıl’ın tüm yaptıklarını ortaya çıkaracak olan bir delil elde eder ve onu Oğuz’a verir...
Sırma ise Oğuz’la yeniden bir araya gelecek olmanın hayalini kurmaktadır...
Sinem boşanma günü kararını bildirmek için yola çıkar. Uğur ona engel olmak için işini şansa bırakmayacaktır

12 Mayıs 2009 Salı

Bu Hallerimi, Annemin Görmesini Çok İsterdim


Samanyolu'nda ekrana gelen Doğruluk Ekseni'nde Doktor Sırma karakterini oynayan Ayçin Tuyun, oyuncu olması için annesinin gösterdiği fedakârlığı unutamıyor. Tuyun, "Annem vefat edinceye kadar yalnız bırakmadı. Desteğini hiçbir zaman esirgemedi. Çekimlere bile çoğu zaman birlikte giderdik." diyor.

Reklamlarla başladığı oyunculuğu kısa sürede başrole taşıyan Ayçin Tuyun, nam-ı diğer 'Doğruluk Ekseni'nin Doktor Sırma'sı, 'oyuncu olmama sebep' dediği annesini her fırsatta rahmetle anıyor. Bir buçuk yıl önce kansere yenik düşen annesinin desteğini anlata anlata bitiremeyen Tuyun, "Ailemin tüm fertleri oyuncu olmama destek verdi. Ancak Allah rahmet eylesin, annem beni vefat edinceye kadar yalnız bırakmadı. Çekimlerde hep beraber olurduk. Keşke bugünleri görebilseydi." diyor.

Annesinin şu an yanında olmamasına çok üzülen Tuyun'un oyunculuk serüveni de ilginçliklerle dolu. Lise yıllarında görev aldığı bir reklam filmi, oyunculuk temellerinin atılmasına sebep olur. Çevresinin, özellikle de annesinin ısrarları bir yana, oyunculuğu yapabileceğine kendisi de inanır. Türker İnanoğlu Vakfı'na (TÜRVAK) kaydını yaptırarak bu işin eğitimini almaya karar verir. Beyaz Gelincik ve Kanal 7'de çeşitli TV filmlerinde görev alan Tuyun, Kollama'daki Polis Halime çıkışıyla 'Doğruluk Ekseni'nde başrolü kapar. Polislikten doktorluğa terfi eden oyuncu, 'ilk göz ağrım' dediği Kollama'daki Halime'yi hâlâ unutamıyor: "TV izlemeye çok vaktimiz olmuyor. Ama 'Kollama'ya bakıyorum. Onların daha iyi yerlere gelmesini istiyorum. Emeğim var orada çünkü."

DOKTORLAR, DİZİDE AĞLAMAMDAN ŞİKAYETÇİ

Dizide Doktor Sırma'yı oynayan Ayçin Tuyun, bu meslekle ilgili bilgi sahibi olmasa da doktor tanıdıkları ve dostlarından fikir almayı ihmal etmiyor. Özellikle kendi aile doktorunu arayıp sık sık fikrini soruyormuş. 'En çok ne tür eleştiriler geliyor?' sorusuna, "Çok ağlıyorsun diye eleştiriyorlar. Belki de güçlü bir doktor izlenimi vermediğim içindir. Ama benim yapacağım bir şey yok. Ne yazılırsa onu oynuyorum." şeklinde cevap veriyor. Çekimleri Ankara'nın Beypazarı ilçesinde devam eden 'Doğruluk Ekseni' bölge halkı tarafından da çok seviliyor. Beypazarı'na alıştığını söyleyen Tuyun, "Beni kendi kızları gibi görüyorlar. Sevgi dolular. Sürekli dua ediyorlar. Yüzümün gülmesini istiyorlar." diyor. Taner Tunç'un yönettiği dizide Ayçin Tuyun, Rahman Görede, Gafur Uzuner ve Özer Tunca rol alıyor.

'Doğruluk Ekseni'nde Yedibahar kasabasının köklü ailelerinden Adalılar'ın kendi içlerinde yaşadıkları miras kavgaları ile aileler arası çıkar çatışmaları anlatılıyor. Dizi, hayatın içinde var olan birçok sosyal konuyu da ekrana taşıyor.

Türkçe Olimpiyatları

Türkçe Neden Sevginin Dili?
Bülent Korucu

Artık ananevi hale gelen bir tatlı telaş yine kendini hissettirmeye başladı. Mayıs ayı ile birlikte Türkçe heyecanı dünyanın dört bir yanında yaşanıyor.
Haziran başında Türkiye'deki finale kalmak için ülkelerdeki yarışmalar ardı ardına yapılıyor. Evet, bu sene 7.si yapılacak olan Türkçe Olimpiyatları'ndan bahsediyorum. Hafta sonu, yarışmaların Kuzey Avrupa finalleri için Danimarka'nın başkenti Kopenhag'taydık.
'Türkçe sevginin dili' derken bir reklam sloganı söylediğimiz zannedilmesin. Bizzat yerinde görünce daha iyi anlaşılıyor. Türkçe sadece bir dil değil. Bir vesile ve vasıta haline geliyor. Kaynaşmanın, iletişimin, birbirini anlamanın, anlamaya çalışmanın aracı oluyor. Türkçe, bir cazibe merkezi gibi. Rengi, ırkı, dini farklı 115 ülkenin çocukları bu yıl final için bir araya gelecek. İnsanlık dışında neredeyse tek ortak noktaları Türkçe öğrenme ve konuşma çabaları. Bunu yaparken yaşadıkları olimpiyat heyecanı ve paylaşılan mekanlar başka hiçbir şekilde sağlanamayacak bir kaynaşma doğuruyor. Kızılcahamam'daki elemeler, bu alışverişin zirve yaptığı yer. Sanki büyük bir sofra açılıyor, herkes heybesinde getirdiğini paylaşıyor. Bir anda kendinizi dünyanın en büyük kültür sofrasının başında buluyorsunuz. Çocuksu samimiyet, bu sofranın gösteriş düşüncesi ile kirletilmesine izin vermiyor. Türkçenin dil bayrağımız olarak yaygınlaşması elbette göğsümüzü kabartıyor. Ancak inanın samimi iletişimin insanlık adına verdiği umut hepsini gölgede bırakıyor. Dünyada Türkçe konuşan, Türkçe düşünen ve Türkçe yaşayan bir nesil yetişiyor. Türkçe, bir hayat tarzı durumuna geliyor.
Okunan şiir veya şarkı unutulduğu zaman duyulan mahcubiyet; alınan moral alkışı sonunda yüze yayılan tebessüm, dereceye giremeyenlerin burukluğunun paylaşılması, başarı karşısındaki sevinç... Öylesine insani bir vasat oluşuyor ki, sadece salondaki binlerce kişiyi kuşatmıyor; medya marifetiyle milyonlarca kişi bu sevgi pınarından testisini doldurabiliyor. Onun için 'sevgi dili Türkçe' ifadesi maharetli bir reklamcının bulduğu iyi bir slogan değil. Şahit olunan ve daha önemlisi bizzat yaşanan bir gerçek.
Danimarka seyahati, bu açıdan epey anlamlı ve duygulu geçti. İsimlerini ezberlemek neredeyse imkânsız. Kâğıttan telaffuzu bile çok zor. Aslında isimlerin çok fazla önemi de yok. Onun için listeden isimlerini yazmak yerine ülkeleriyle ve halleriyle birkaç manzarayı resmetmeye çalışayım. Belki kendi dilini bile henüz tam konuşamayan 5 yaşlarında bir kız çocuğu, "büyümüş de küçülmüş" ifadesinin anlatacağı güzellikte bir parçayla bizleri mest etti. Litvanyalıyla birlikte 'Hasretinle Yandı Gönlüm'ü söyledik. Belaruslu ile 'Veda Busesi'ni mırıldandık, duygulandık. İsveçli 'Üsküdar'a Giderken'le efkarımızı dağıttı. Şarkının sözlerini unuttuğu için yüksek puan veremedik ama Norveçli çocuğun cana yakınlığı müthişti. Böyle bir tasnif olsa kesin birinci olurdu.
Program sonunda jüri başkanının, "Bazı jüri üyeleri kendilerini fazla kaptırıyorlar, alkışlıyorlar hatta gözyaşlarını tutamıyorlar." sözlerinin muhataplarından biri bendim. Program devam ederken bana doğru attığı anlamlı bakışların sebebini de bu vesileyle çözmüş oldum. Halbuki kendimi fazlasıyla sıktığımı düşünüyorum. Hatta jüri olduğuma epeyce hayıflandım. Keşke arkalarda bir yerlerde tadını çıkarabilseydim, dediğimi de şimdi itiraf ediyorum. Bu arada Büyükelçi Mehmet Akat ve Başkonsolos Osman Kocabaş'ın programın başından sonuna kadar bir ev sahibi gibi misafirleri ağırladığını da şükran hisleriyle kaydetmekte yarar var. Avrupa Parlamentosu seçimleri için Danimarka'dan tek Türk aday olarak seçime giren Hüseyin Araç da yarışmanın ağır konuklarındandı.

Alıntıdır
Zaman Gazetesi

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Hediye Fikirleri

Kendinizi unutturmamak için yeterince iyi harika hediyeler ve keyifli güzellikler ile sevdiklerinize şımartın!

Bazı Hediye Fikirleri sevdikleriniz için sizi çok farklı kılar bunu unutmayın. Bu Hediye yapmak için sadece orjinal bir fikir bile size unutulmaz güzellikler yaşatabilir.

10 Mayıs 2009 Pazar

Türkiye'nin Her Yerinden 'Hasta'ları Var.....


Bugünlerde Ankara'nın Beypazarı ilçesine yolu düşenlerin 'beypazarı kurusu', 'havuç', 'bürgü' ve 'güveç'ten sonra en çok duydukları isim; 'Doğruluk Ekseni' oluyor hiç kuşkusuz.

Diziye ev sahipliği yapan ilçeye özel turlar düzenlenirken, Türkiye'nin dört bir yanından gelen ziyaretçiler sette oyuncularla fotoğraf çektirmek için adeta birbirleriyle yarışıyor. Özellikle esnafın 'Nereden geliyorsunuz?'dan sonraki ikinci sorusu; 'Doğruluk Ekseni için mi geldiniz?' oluyor.

Samanyolu'nda salı günleri ekrana gelen dizi, ilçeyle o kadar özdeşleşmiş ki yayın günü sokaklar boşalıyor. Dizinin iyi karakterlerine sevgiyle bakan halk, 'kötü'leri gördüğü zaman da yolunu değiştiriyor.

Paragöz, evi birbirine düşüren Haşim'i oynayan tiyatrocu Özer Tunca'nın başından geçenler oldukça ilginç. Otele girmek üzereyken yaşlı bir amca önüne çıkar ellerini beline koyar ve 'Hadi evi karıştırdın, şimdi de numaranı bana yap da göreyim.' der. Yine yolda karşılaştığı yaşlı bir kadını saldırmaktan kocası vazgeçirir. Havaların ısınmasıyla birlikte artan turist sayısı bölge halkının yüzünü güldürürken, dizinin çekildiği mekanlar artık oyuncuların adıyla anılmaya başlamış bile.

'Haşim Konağı' olarak bilinen mekanın gerçek sahibi Özer Tunca'nın posterini asıp, konağının reklamını yapmayı bile düşünüyormuş. Beypazarı halkının yardımseverliğini anlata anlata bitiremeyen yönetmen Taner Tunç, 'Set ziyaretleri çalışmalarınızı engelliyor mu?' sorusuna, "Bizi kesinlikle rahatsız etmiyor. Hatta moral oluyor." diyor Doğruluk Ekseni'nde Yedibahar kasabasının köklü ve zengin Adalı ailesinin kendi içinde yaşadığı miras kavgaları, sülaleler arası çıkar çatışması, hayatın içinde var olan birçok sosyal konu ekrana taşınıyor. Reytingini her geçen hafta yükselten dizinin oyuncuları da bu durumdan oldukça mutlu.

İnsanların diziye ilgisi bizi mutlu ediyor

Rahman Görede (Doktor Oğuz): "Daha önce küçük çaplı rollerim olmuştu. Ama ilk kez bir başrolde görev alıyorum. Başlarda rolün gereğini yerine getirip getirememe noktasında çekincelerim olmuştu. Ama sağ olsun ekipte herkes çok yardımcı oldu. Çabuk toparladım. İzleyici de destek verdi. Böyle olunce kendine güveni geliyor insanın. Doktorluk konusunda sıkıntı yaşamamak için, sete gelmeden hastaneye gidip doktorların çalışmaları hakkında gözlemler yaptım. İnsanların diziye olan ilgisi beni mutlu ediyor. Özellikle ziyarete gelenlerin en çok söylediği şey 'abi sizin işiniz zormuş' oluyor. Ben ilginin sadece Ankara çevresiyle sırnırlı olduğunu zannediyordum. Ama İstanbul'da da aynı ilgi var. Bu da dizinin başarısını gösterir."

Rol icabı ağladığımda bile 'Ağlama, gül!' diyorlar

Ayçin Tuyun (Doktor Sırma): "Sırma'yı izleyici çok sevdi. Halk bağrına bastı. İzleyiciye teşekkür ediyorum. Sevgilerini esirgemiyor, dualarını eksik etmiyorlar. Karakteri sevdirdiğim için mutluyum. Ayrıca Beypazarı'na çok alıştım. Buranın halkı, özellikle teyzeler o kadar çok seviyorlar ki kızları gibi davranıyorlar. Sevgi dolular. Rol icabı ağladığım için 'Ağlama artık kızım, gül!' diyorlar.

Bazen rol ile gerçekler birbirine karıştırılıyor

Özer Tunca (Haşim): "Haşim'i özellikle çocuklar çok seviyor. Çocukların sevmesi vücudundaki deformasyon ve hırsından dolayı düştüğü komik durumlar galiba. Eskiden insanlar 'Kötülük yapma!' diye geliyorlardı. Şimdi de 'Haşim Ağa paralar nerede?' diye geliyorlar. Bölge halkı çok sevdi ama bazen rol ile gerçekler birbirine karıştırılıyor."
Kısa ama çok keyifli bir rol

Gafur Uzuner (Kurban): "Kısa ama çok keyif aldığım bir rol 'Kurban.' Normalde uzun bir rol olur ama dönüşü olmaz size. Ancak Kurban, dışı içi doldurulabilecek, bir yığın özelliği barındıran üretken bir rol. İnsanlar önünü ilikliyor ve 'Kurban amca dua et!' diyorlar. Çok iyi geri dönüşler alıyorum karakterle ilgili..."
ZAMAN

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Doğruluk Ekseni 31.Bölüm Özeti (Yeni)

Sinem, Ya Rol Yapıyor Ya Da Gerçekten Pişman!...

Doğruluk Ekseni’nde bu hafta gerçekler ortaya çıkıyor. Yakup, Rüya’nın annesinin verdiği tepkiye alınarak, hızla yola çıkar. Rüya, hem özür dileyip, hem de yeniden Yakup’un gönlünü almak için uğraşır ama kırılan kalp uzun süre tamir edilemeyeceğe benzemektedir. Sinem, yaptıklarından pişman olup, Sırma’ya sığınırken, Oğuz’dan boşanmak için gitmesi gereken mahkemeye katılmaması akıllarda soru işareti bırakır. Sinem, ya Uğur ve Işıl’ın sürekli telkinlerine yenilmiş ve yine Oğuz’un peşini bırakmama kararı almıştır ya da gerçekten başı beladadır. Ve Sırma, Oğuz ile yeniden evlilik heyecanı yaşayacağı günleri düşlerken, Uğur hakkında büyük bir gerçeği öğrenmek üzeredir. Yedibahar’ a yeni gelen doktor ya her şeyin güzelleşmesinde yardımcı olacak ya da her şey sarpa saracak. Doğruluk Ekseni, muhteşem bölümüyle Samanyolu Televizyonunda..

Fragmanı İzle;